Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "rack" into Turkish language

Türk diline "raf" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Rack

[Askı]
/ræk/

noun

1. Framework for holding objects

    synonym:
  • rack

1. Nesneleri tutma çerçevesi

    eşanlamlı:
  • raf

2. Rib section of a forequarter of veal or pork or especially lamb or mutton

    synonym:
  • rack

2. Dana eti veya domuz eti veya özellikle kuzu veya koyun eti bir ön plan kaburga bölümü

    eşanlamlı:
  • raf

3. The destruction or collapse of something

  • "Wrack and ruin"
    synonym:
  • wrack
  • ,
  • rack

3. Bir şeyin yıkılması ya da yıkılması

  • "Kır ve harabe"
    eşanlamlı:
  • harabe
  • ,
  • raf

4. An instrument of torture that stretches or disjoints or mutilates victims

    synonym:
  • rack
  • ,
  • wheel

4. Kurbanları uzatan veya parçalayan veya sakat bırakan bir işkence aleti

    eşanlamlı:
  • raf
  • ,
  • tekerlek

5. A support for displaying various articles

  • "The newspapers were arranged on a rack"
    synonym:
  • rack
  • ,
  • stand

5. Çeşitli makaleleri görüntülemek için bir destek

  • "Gazeteler bir rafta düzenlenmişti"
    eşanlamlı:
  • raf
  • ,
  • durmak

6. A form of torture in which pain is inflicted by stretching the body

    synonym:
  • rack

6. Bedeni gererek acı çektirildiği bir işkence biçimi

    eşanlamlı:
  • raf

7. A rapid gait of a horse in which each foot strikes the ground separately

    synonym:
  • rack
  • ,
  • single-foot

7. Her ayağın yere ayrı ayrı çarptığı bir atın hızlı yürüyüşü

    eşanlamlı:
  • raf
  • ,
  • tek ayaklı

verb

1. Go at a rack

  • "The horses single-footed"
    synonym:
  • single-foot
  • ,
  • rack

1. Tepesi atmak

  • "At tek ayaklı"
    eşanlamlı:
  • tek ayaklı
  • ,
  • raf

2. Stretch to the limits

  • "Rack one's brains"
    synonym:
  • rack

2. Sınırlara kadar gerin

  • "Birinin beynini kır"
    eşanlamlı:
  • raf

3. Put on a rack and pinion

  • "Rack a camera"
    synonym:
  • rack

3. Bir raf ve pinyon takın

  • "Kamerayı rafa kaldır"
    eşanlamlı:
  • raf

4. Obtain by coercion or intimidation

  • "They extorted money from the executive by threatening to reveal his past to the company boss"
  • "They squeezed money from the owner of the business by threatening him"
    synonym:
  • extort
  • ,
  • squeeze
  • ,
  • rack
  • ,
  • gouge
  • ,
  • wring

4. Zorlama veya korkutma ile elde edin

  • "Yöneticisinden şirket patronuna geçmişini ifşa etmekle tehdit ederek para gasp ettiler"
  • "Onu tehdit ederek işletmenin sahibinden para sıktılar"
    eşanlamlı:
  • zorla almak
  • ,
  • sıkmak
  • ,
  • raf
  • ,
  • kazıklamak
  • ,
  • koparmak

5. Run before a gale

    synonym:
  • scud
  • ,
  • rack

5. Fırtınadan önce koşmak

    eşanlamlı:
  • scud
  • ,
  • raf

6. Fly in high wind

    synonym:
  • rack

6. Yüksek rüzgârda uçmak

    eşanlamlı:
  • raf

7. Draw off from the lees

  • "Rack wine"
    synonym:
  • rack

7. Aslanlardan uzaklaşmak

  • "Raf şarap"
    eşanlamlı:
  • raf

8. Torment emotionally or mentally

    synonym:
  • torment
  • ,
  • torture
  • ,
  • excruciate
  • ,
  • rack

8. Duygusal veya zihinsel olarak eziyet

    eşanlamlı:
  • işkence
  • ,
  • eziyet etmek
  • ,
  • raf

9. Work on a rack

  • "Rack leather"
    synonym:
  • rack

9. Raf üzerinde çalışmak

  • "Raf deri"
    eşanlamlı:
  • raf

10. Seize together, as of parallel ropes of a tackle in order to prevent running through the block

    synonym:
  • rack

10. Bloktan geçmeyi önlemek için paralel halatlardan dolayı birlikte ele geçirin

    eşanlamlı:
  • raf

11. Torture on the rack

    synonym:
  • rack

11. Rafta işkence

    eşanlamlı:
  • raf

Examples of using

Tom closed his umbrella and put it in the umbrella rack near the door.
Tom şemsiyesini kapattı ve onu kapının yanındaki şemsiye rafına koydu.
That car has a roof rack.
O arabanın port bagajı var.