Translation meaning & definition of the word "quickly" into Turkish language

adverb

1. With rapid movements

• "He works quickly"

synonym:
• quickly
,
• rapidly
,
• speedily
,
• chop-chop
,
• apace

1. Hızlı hareketlerle

• "Hızlı çalışıyor"

eşanlamlı:
• çabuk
,
• hızla
,
• pirzola
,
• apace

2. With little or no delay

• "The rescue squad arrived promptly"

• "Come here, quick!"

synonym:
• promptly
,
• quickly
,
• quick

2. Çok az veya hiç gecikme olmadan

• "Kurtarma ekibi derhal geldi"

• "Buraya gel çabuk!"

eşanlamlı:
• acilen
,
• çabuk
,
• hızlı

3. Without taking pains

• "He looked cursorily through the magazine"

synonym:
• cursorily
,
• quickly

3. Acı çekmeden

• "Dergiden imleç bir şekilde baktı"

eşanlamlı:
• üstünkörü bir şekilde
,
• çabuk

Examples of using

Tom did it as quickly as he could.

Tom onu elinden geldiğince çabuk yaptı.

Tom climbed up the ladder as quickly as he could.

Tom elinden geldiği kadar hızlı şekilde merdivene tırmandı.

We'll have to do this quickly.

Bunu çabucak yapmak zorunda olacağız.

We risk losing control of the situation if we don't act quickly.

Eğer çabuk hareket etmezsek durumun kontrolünü kaybetmeyi göze alırız.

We need to do this quickly.

Bunu çabucak yapmalıyız.

Do something quickly.

Çabucak bir şey yap.

Tom usually does this kind of thing very quickly.

Tom genellikle bu tür bir şeyi çok çabuk yapar.

Tom spoke quickly.

Tom çabuk konuştu.

Tom quickly reloaded his pistol.

Tom hızla tabancasını yeniden yükledi.

Tom quickly realized his error.

Tom hızla hatasını fark etti.

Tom quickly opened the drawer and pulled out a gun.

Tom hızla çekmeceyi açtı ve bir silah çıkardı.

Tom quickly glanced at the photo on the desk.

Tom hızla masadaki fotoğrafa baktı.

Tom quickly closed the door before any mosquitoes could get in.

Tom sivrisinekler içeri giremeden önce kapıyı hızla kapattı.

She returned quickly.

O çabucak döndü.

Don't mess around and finish your meal quickly.

Oyalanma ve yemeğini çabucak bitir.

Squirrels can run really quickly.

Sincaplar gerçekten çok hızlı bir şekilde kaçabilirler.

Squirrels can run really quickly.

Sincaplar gerçekten çok hızlı koşabilirler.

They spoke too quickly for me to understand.

Benim anlayamayacağım kadar çok hızlı konuştular.

I had to act quickly.

Çabuk hareket etmek zorunda kaldım.

He got rich quickly.

Hızla zengin oldu.