Tom has a very quick temper.
Tom'un çok çabuk öfkelenmesi var.
I'll do a quick check.
Hızlı bir kontrol yapacağım.
I'll be there as quick as I can.
Elimden geldiğince çabuk orada olacağım.
Tom took a quick look out the window.
Tom pencereden hızlıca baktı.
That was quick.
Bu çabuk oldu.
I'm very quick.
Çok çabukum.
I'll be quick.
Çabuk olurum.
We'll be quick.
Çabuk oluruz.
Tom was quick.
Tom hızlıydı.
You're really quick.
Gerçekten çok çabuksun.
Make it quick.
Çabuk olsun.
She was not quick enough.
Yeterince hızlı değildi.
Tom ate a quick lunch.
Tom hızlı bir öğle yemeği yedi.
He's really quick.
Gerçekten çok çabuk.
Tom didn't know the meaning of "anglophobia," so he did a quick web search to see if he could find out what it meant.
Tom "anglofobi" nin anlamını bilmiyordu, bu yüzden ne anlama geldiğini bulup bulamayacağını görmek için hızlı bir web araması yaptı.
I ate a quick lunch.
Hızlı bir öğle yemeği yedim.
Tom took a quick shower.
Tom hızlı bir duş aldı.
Tom is used to making quick decisions.
Tom hızlı kararlar vermeye alışkındır.
Tom ate a quick lunch then went back to work.
Tom hızlı bir öğle yemeği yedi sonra işe geri döndü.
Tom wants to get rich quick.
Tom çabuk zengin olmak istiyor.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.