Translation meaning & definition of the word "puzzled" into Turkish language

adjective

1. Filled with bewilderment

• "At a loss to understand those remarks"

• "Puzzled that she left without saying goodbye"

synonym:
• at a loss(p)
,
• nonplused
,
• nonplussed
,
• puzzled

1. Şaşkınlıkla dolu

• "Bu sözleri anlamak için bir kayıp"

• "Hoşçakal demeden gittiğini" söyledi"

eşanlamlı:
• bir kayıpta(p)
,
• apışıp
,
• sarılmamış
,
• şaşkın

Examples of using

Tom and Mary exchanged puzzled looks, wondering what the smell was.

Tom va Mary kokunun ne olduğunu merak ederek şaşkın bakışlarla baktılar.

Tom had a puzzled look on his face.

Tom'un yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

Tom was definitely puzzled by this.

Tom kesinlikle buna şaşırdı.

Tom was both puzzled and concerned.

Tom hem şaşkın hem de endişeliydi.

Tom seems puzzled by the result.

Tom sonuca şaşırmış görünüyor.

I'm puzzled.

Kafam karıştı.

Tom seems puzzled.

Tom şaşkın görünüyor.

Tom remains puzzled.

Tom şaşkın kalıyor.

Tom remained puzzled.

Tom şaşkın kaldı.

Tom looks puzzled.

Tom şaşkın görünüyor.

Tom is puzzled.

Tom şaşkın.

Tom looked puzzled.

Tom şaşkın görünüyordu.

He was puzzled by the question.

Soru onu şaşırtmıştı.

Mr Hashimoto was puzzled by Ken's question.

Bay Hashimoto'nun Ken'in sorusundan kafası karıştı.

I was puzzled about what to do next.

Gelecekte ne yapacağını şaşırdım.

I felt rather puzzled.

Oldukça şaşırdım.