Tom has solved the puzzle.
Tom bulmacayı çözdü.
I solved the puzzle.
Bulmacayı çözdüm.
That's a puzzle.
O bir bulmaca.
Can you solve the puzzle?
Bulmacayı çözebilir misin?
Tom and Mary spent the weekend working on a jigsaw puzzle.
Tom ve Mary hafta sonunu bir yapboz üzerinde çalışarak geçirdiler.
Tom finally solved the puzzle.
Tom sonunda bulmacayı çözdü.
Tom solved the puzzle after Mary gave him a few hints.
Tom Mary ona birkaç ipucu verdikten sonra bulmacayı çözdü.
Tom tried to explain to Mary how to solve the puzzle.
Tom bulmacanın nasıl çözüleceğini Mary'ye açıklamaya çalıştı.
Tom couldn't figure out how to solve the puzzle.
Tom bulmacayı nasıl çözeceğini çözemedi.
I've figured out the puzzle.
Bulmacayı çözdüm.
You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.
Biraz daha sabrın olsaydı bulmacayı yapabilirdin.
You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.
Biraz daha sabrın olsaydı bulmacayı yapabilirdin.
She explained to him how to solve the puzzle.
Ona bulmacanın nasıl çözüleceğini açıkladı.
They each have a piece of the puzzle.
Her birinde yapbozun bir parçası var.
The final piece was placed in the puzzle.
Son parça bulmacaya yerleştirildi.
She solved the puzzle with ease.
Bulmacayı kolaylıkla çözdü.
No one could solve the puzzle.
Kimse bulmacayı çözemedi.
The boy was clever enough to solve the puzzle.
Çocuk bulmacayı çözecek kadar zekiydi.
This puzzle has 500 pieces.
Bu yapbozun 500 parçası var.
I found it difficult to solve the puzzle.
Bulmacayı çözmekte zorlandım.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.