Translation meaning & definition of the word "purpose" into Turkish language

noun

1. An anticipated outcome that is intended or that guides your planned actions

• "His intent was to provide a new translation"

• "Good intentions are not enough"

• "It was created with the conscious aim of answering immediate needs"

• "He made no secret of his designs"

synonym:
• purpose
,
• intent
,
• intention
,
• aim
,
• design

1. Planlanan eylemlerinizi hedefleyen veya yönlendiren beklenen bir sonuç

• "Niyeti yeni bir çeviri sağlamaktı"

• "İyi niyetler yeterli değildir"

• "Acil ihtiyaçlara cevap verme bilinçli amacı ile yaratılmıştır"

• "Tasarımlarını sır olarak saklamadı"

eşanlamlı:
• amaç
,
• niyet
,
• hedef
,
• dizayn

2. What something is used for

• "The function of an auger is to bore holes"

• "Ballet is beautiful but what use is it?"

synonym:
• function
,
• purpose
,
• role
,
• use

2. Bir şey ne için kullanılır

• "Bir burgunun işlevi delik açmaktır"

• "Bale güzel ama ne faydası var?"

eşanlamlı:
• fonksiyon
,
• amaç
,
• rol
,
• kullanma

3. The quality of being determined to do or achieve something

• Firmness of purpose

• "His determination showed in his every movement"

• "He is a man of purpose"

synonym:
• determination
,
• purpose

3. Bir şeyi yapmaya veya başarmaya kararlı olmanın kalitesi

• Amaç sağlamlığı

• "Kararlılığı her hareketinde gösterdi"

• "O bir amaç adamı"

eşanlamlı:
• belirleme
,
• amaç

verb

1. Propose or intend

• "I aim to arrive at noon"

synonym:
• aim
,
• purpose
,
• purport
,
• propose

1. Önermek veya niyet etmek

• "Öğle yerine varmayı hedefliyorum"

eşanlamlı:
• hedef
,
• amaç
,
• ifade etmek
,
• önermek

2. Reach a decision

• "He resolved never to drink again"

synonym:
• purpose
,
• resolve

2. Karara varmak

• "Bir daha asla içmemeye karar verdi"

eşanlamlı:
• amaç
,
• çözmek

Examples of using

Tom broke the window on purpose.

Tom kasten camı kırdı.

I believe my purpose in life is to make you happy.

Hayattaki amacımın seni mutlu etmek olduğuna inanıyorum.

Tom sang badly on purpose.

Tom kasıtlı olarak şarkıyı kötü söyledi.

I don't understand the purpose of your question.

Senin sorunun amacını anlamıyorum.

I did it on purpose.

Onu kasten yaptım.

The purpose of punctuation is to help the reader.

Noktalamanın amacı okuyucuya yardım etmektir.

What is the purpose of life?

Yaşamın amacı nedir?

Everything has a purpose.

Her şeyin bir amacı vardır.

She told me the wrong address on purpose.

Bana bilerek yanlış adres söyledi.

You're doing it on purpose!

Bunu bile bile yapıyorsun!

You're doing it on purpose!

Bunu kasten yapıyorsun!

You're doing it on purpose!

Bunu mahsus yapıyorsun!

I went there for the purpose of meeting him.

Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.

No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.

Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.

What is my purpose?

Amacım nedir?

Tom couldn't understand what the purpose of the mission was.

Tom görevin amacının ne olduğunu anlayamadı.

Tom explained the purpose of the project to Mary.

Tom Mary'ye projenin amacını açıkladı.

Tom did it on purpose.

Tom onu bilerek yaptı.

Tom didn't do it on purpose.

Tom bunu kasten yapmadı.

It is better to remain silent, than to talk without purpose.

Sessiz kalmak amaçsız konuşmaktan daha iyidir.