Translation meaning & definition of the word "punctual" into Turkish language

adjective

1. Acting or arriving or performed exactly at the time appointed

• "She expected guests to be punctual at meals"

• "He is not a particularly punctual person"

• "Punctual payment"

synonym:
• punctual

1. Tam olarak atandığı anda oyunculuk yapmak veya gelmek veya gerçekleştirmek

• "Misafirlerin yemeklerde dakik olmasını bekliyordu"

• "Özellikle dakik bir insan değil"

• "Punctual ödeme"

eşanlamlı:
• dakik

Examples of using

I'm punctual.

Ben dakikim.

Tom is punctual.

Tom dakik.

You're punctual.

Sen dakiksin.

We're punctual.

Biz dakiğiz.

She was advised by him to be punctual.

Onun dakik olması onun tarafından tavsiye edildi.

She advised him to be punctual.

O ona dakik olmasını tavsiye etti.

You can't depend on him to be punctual.

Dakik olmak için ona bağımlı olamazsın.

My father scolded me for not being punctual.

Babam dakik olmadığım için beni azarladı.

She doesn't like people who aren't punctual.

Dakik olmayan insanları sevmez.

He is smart, and what is more, honest and punctual.

O akıllı, daha da fazlası dürüst ve dakik.

He is punctual.

O, dakiktir.

He is always punctual.

O her zaman dakiktir.

You can rely upon his being punctual.

Onun dakik olmasına güvenebilirsin.

Can't you ever be punctual? I have been waiting here for one hour.

Hiç dakik olamaz mısın? Bir saattir burada bekliyorum.

It is important that you should be punctual.

Dakik olman gerektiği çok önemlidir.

I make a point of being punctual.

Dakik olmaya dikkat ederim.

I advise you to be punctual.

Size dakik olmanızı tavsiye ederim.

I'd like you to be more punctual.

Daha dakik olmanı istiyorum.

Paul is punctual like a clock.

Paul saat gibi dakiktir.

In the first place, you should be punctual.

İlk etapta, dakik olmalısın.