Translation of "public" into Turkish

Kamuoyu

IPA : /pəblɪk/

synonyms:

• world,
• populace

Is the exhibit open to the public?

Sergi halka açık mı?

This is a public beach.

Burası halk plajı.

Is there a public beach around here?

Buralarda halk plajı var mı?

It is hard to speak in public.

Toplum içinde konuşmak zordur.

It's a pain in the neck to get there by public transportation.

Oraya toplu taşıma araçlarıyla gitmek tam bir baş belası.

Mr. Kaifu is used to making speeches in public.

Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışkındır.

I was humiliated in public.

Toplum içinde aşağılandım.

A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.

Çarşamba günü kuvvetli rüzgarlar ve şiddetli yağmurların toplu taşımayı durdurmasıyla Tokyo'yu bir tayfun vurdu.

Tom doesn't like speaking in public.

Tom topluluk önünde konuşmayı sevmiyor.

My wife has the strange habit of pilfering wads of toilet paper from public restrooms.

Karımın umumi tuvaletlerden tomar tomar tuvalet kağıdı çalmak gibi garip bir alışkanlığı var.

You should assume that anything you do online is public.

İnternette yaptığınız her şeyin herkese açık olduğunu varsaymalısınız.

Tom devoted his whole life to public service.

Tom bütün hayatını kamu hizmetine adadı.

Tom never sings in public.

Tom asla toplum içinde şarkı söylemez.

Tom sometimes picks his nose in public.

Tom bazen burnunu herkesin içinde karıştırır.

My professor sneers at science books for the general public.

Profesörüm genel halk için bilim kitaplarına alay ediyor.

Tom becomes nervous whenever he has to speak in public.

Tom ne zaman toplum içinde konuşmak zorunda kalsa gerginleşir.

Tom dislikes speaking in public.

Tom topluluk önünde konuşmaktan hoşlanmaz.

Tom doesn't like to speak in public.

Tom toplum içinde konuşmayı sevmez.

Tom never quarrels with his wife in public.

Tom toplum içinde karısıyla asla kavga etmez.

Have you ever sung in public?

Hiç toplum içinde şarkı söyledin mi?