Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "provoke" into Turkish language

Türk diline "provoke" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Provoke

[Kışkırtmak]
/prəvoʊk/

verb

1. Call forth (emotions, feelings, and responses)

  • "Arouse pity"
  • "Raise a smile"
  • "Evoke sympathy"
    synonym:
  • arouse
  • ,
  • elicit
  • ,
  • enkindle
  • ,
  • kindle
  • ,
  • evoke
  • ,
  • fire
  • ,
  • raise
  • ,
  • provoke

1. Çağrı (duygular, duygular ve tepkiler)

  • "Acıma duygusu"
  • "Gülümseme kaldır" dediler"
  • "Sempati uyandır"
    eşanlamlı:
  • canlandırmak
  • ,
  • çıkarmak
  • ,
  • tutuşturmak
  • ,
  • yanmak
  • ,
  • anımsatmak
  • ,
  • ateş
  • ,
  • yükseltmek
  • ,
  • kışkırtmak

2. Evoke or provoke to appear or occur

  • "Her behavior provoked a quarrel between the couple"
    synonym:
  • provoke
  • ,
  • evoke
  • ,
  • call forth
  • ,
  • kick up

2. Ortaya çıkması veya ortaya çıkması için uyandırın veya kışkırtın

  • "Onun davranışları çift arasında bir kavgaya neden oldu"
    eşanlamlı:
  • kışkırtmak
  • ,
  • anımsatmak
  • ,
  • yol açmak
  • ,
  • tepmek

3. Provide the needed stimulus for

    synonym:
  • provoke
  • ,
  • stimulate

3. Gerekli uyaranı sağlayın

    eşanlamlı:
  • kışkırtmak
  • ,
  • teşvik etmek

4. Annoy continually or chronically

  • "He is known to harry his staff when he is overworked"
  • "This man harasses his female co-workers"
    synonym:
  • harass
  • ,
  • hassle
  • ,
  • harry
  • ,
  • chivy
  • ,
  • chivvy
  • ,
  • chevy
  • ,
  • chevvy
  • ,
  • beset
  • ,
  • plague
  • ,
  • molest
  • ,
  • provoke

4. Sürekli veya kronik olarak rahatsız edin

  • "Çok çalıştığında personelini harry ile tanınır"
  • "Bu adam kadın iş arkadaşlarını taciz ediyor"
    eşanlamlı:
  • bezdirmek
  • ,
  • güçlük
  • ,
  • harry
  • ,
  • avlamak
  • ,
  • kuşatmak
  • ,
  • dert
  • ,
  • taciz etmek
  • ,
  • kışkırtmak

Examples of using

Don't do anything to provoke Tom.
Tom'u kışkırtmak için bir şey yapma.