Translation meaning & definition of the word "protracted" into Turkish language
Türk diline "uzak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Protracted
[Uzatmalı]/proʊtræktɪd/
adjective
1. Relatively long in duration
- Tediously protracted
- "A drawn-out argument"
- "An extended discussion"
- "A lengthy visit from her mother-in-law"
- "A prolonged and bitter struggle"
- "Protracted negotiations"
- synonym:
- drawn-out ,
- extended ,
- lengthy ,
- prolonged ,
- protracted
1. Nispeten uzun süreli
- Sıkıcı bir şekilde uzatılmış
- "Çizilmiş bir tartışma"
- "Geniş bir tartışma"
- "Kayınvalidesinden uzun bir ziyaret"
- "Uzun ve acı bir mücadele"
- "Uzaktan yürütülen müzakereler"
- eşanlamlı:
- bitkin ,
- genişletilmiş ,
- uzun ,
- uzatılmış ,
- uzatmalı