Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "proportion" into Turkish language

Türk diline "oran" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Proportion

[Oran]
/prəpɔrʃən/

noun

1. The quotient obtained when the magnitude of a part is divided by the magnitude of the whole

    synonym:
  • proportion

1. Bir parçanın büyüklüğü bütünün büyüklüğüne bölündüğünde elde edilen bölüm

    eşanlamlı:
  • miktar

2. Magnitude or extent

  • "A building of vast proportions"
    synonym:
  • proportion
  • ,
  • dimension

2. Büyüklük veya büyüklük

  • "Büyük oranlarda bir bina"
    eşanlamlı:
  • miktar
  • ,
  • boyut

3. Balance among the parts of something

    synonym:
  • symmetry
  • ,
  • proportion

3. Bir şeyin parçaları arasındaki denge

    eşanlamlı:
  • simetri
  • ,
  • miktar

4. The relation between things (or parts of things) with respect to their comparative quantity, magnitude, or degree

  • "An inordinate proportion of the book is given over to quotations"
  • "A dry martini has a large proportion of gin"
    synonym:
  • proportion
  • ,
  • ratio

4. Şeyler (veya şeylerin parçaları) arasındaki ilişki, karşılaştırmalı nicelikleri, büyüklükleri veya dereceleri ile ilgilidir

  • "Kitabın aşırı bir oranı alıntılara verilmiştir"
  • "Kuru martini büyük oranda cin içerir"
    eşanlamlı:
  • miktar
  • ,
  • orantı

5. Harmonious arrangement or relation of parts or elements within a whole (as in a design)

  • "In all perfectly beautiful objects there is found the opposition of one part to another and a reciprocal balance"- john ruskin
    synonym:
  • proportion
  • ,
  • proportionality
  • ,
  • balance

5. Bir bütün içindeki parçaların veya elemanların uyumlu düzenlenmesi veya ilişkisi (bir tasarımda olduğu gibi)

  • "Bütün mükemmel güzel nesnelerde bir parçanın diğerine karşıtlığı ve karşılıklı denge bulunur"- john ruskin
    eşanlamlı:
  • miktar
  • ,
  • orantılılık
  • ,
  • denge

verb

1. Give pleasant proportions to

  • "Harmonize a building with those surrounding it"
    synonym:
  • proportion

1. Hoş oranlarda vermek

  • "Bir binayı çevreleyenlerle harmonize edin"
    eşanlamlı:
  • miktar

2. Adjust in size relative to other things

    synonym:
  • proportion

2. Diğer şeylere göre boyut olarak ayarlayın

    eşanlamlı:
  • miktar

Examples of using

A high proportion of crime in any country is perpetrated by young males in their teens and twenties.
Herhangi bir ülkedeki suçun büyük kısmı 10' lu 20' li yaşlardaki genç erkekler tarafından işlenmektedir.
A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
The media blew the whole thing out of proportion.
Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.