Examples of using
Don't play dumb. Answer my question properly!
Aptal numarası yapma. Soruma doğru dürüst cevap ver.
Don't play dumb. Answer my question properly!
Bilmiyormuş gibi yapma. Sorumu doğru dürüst cevapla.
Are you brushing your teeth properly?
Dişini doğru dürüst fırçalıyor musun?
I like things done properly.
Şeylerin düzgün bir şekilde yapılmasını seviyorum.
Let's do this properly.
Hadi bunu doğru düzgün yapalım.
Our dorm's heating system isn't working properly.
Bizim yurdun ısıtma sistemi düzgün çalışmıyor.
It seems that Tatoeba is working properly again.
Görünen o ki, Tatoeba yeniden uygun şekilde çalışıyor.
I doubt that Tom will ever learn how to speak French properly.
Tom'un güzel şekilde Fransızcayı nasıl konuşacağına eğilimli olduğundan şüphe ediyorum.
Tom didn't have time to do the job properly.
Tom'un işi uygun şekilde yapmak için zamanı yoktu.
Tom doesn't know how to pronounce my name properly.
Tom ismimi doğru dürüst nasıl telaffuz edeceğini bilmiyor.
Tom doesn't know how to speak French properly.
Tom Fransızcayı adam akıllı konuşmayı bilmez.
Tom doesn't know how to treat his employees properly.
Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
If you understand, then do it properly.
Eğer anlıyorsan, öyleyse onu doğru dürüst yap.
The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
It's important to take good care of your teeth so you'll be able to eat properly when you get older.
Dişlerinize iyi bakmak önemlidir böylece yaşlandığınızda normal şekilde yiyebileceksiniz.
I think it's time for me to show you how to do that properly.
Sanırım onu uygun olarak nasıl yapacağını sana göstermemin zamanıdır.
If you feed your dog properly, you can increase his lifespan.
Eğer köpeğini uygun şekilde beslersen, onun ömrünü uzatabilirsin.
You must eat properly to keep up your strength.
Gücünü korumak için gerektiği şekilde yemelisin.
He doesn't have the ability to do the work properly.
Onun işi uygun olarak yapma yeteneği yoktur.