Translation meaning & definition of the word "propensity" into Turkish language
Türk diline "yoğunluk" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Propensity
[Eğilim]/prəpɛnsɪti/
noun
1. An inclination to do something
- "He felt leanings toward frivolity"
- synonym:
- leaning ,
- propensity ,
- tendency
1. Bir şey yapma eğilimi
- "Umutsuzluğa doğru eğilmeyi hissetti"
- eşanlamlı:
- eğilme ,
- eğilim
2. A natural inclination
- "He has a proclivity for exaggeration"
- synonym:
- proclivity ,
- propensity ,
- leaning
2. Doğal bir eğilim
- "Abartıcılık eğilimi var"
- eşanlamlı:
- eğilim ,
- eğilme
3. A disposition to behave in a certain way
- "The aptness of iron to rust"
- "The propensity of disease to spread"
- synonym:
- aptness ,
- propensity
3. Belli bir şekilde davranma eğilimi
- "Demir paslanmaya yatkınlığı"
- "Hastalığın yayılma eğilimi"
- eşanlamlı:
- yatkınlık ,
- eğilim
Examples of using
Tom had a propensity for looking the other way when spoken to.
Tom'un, kendisiyle konuşulduğunda başka bir tarafa bakma huyu vardı.