Translation meaning & definition of the word "prolong" into Turkish language
Türk diline "prolong" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Prolong
[Uzatmak]/prəlɔŋ/
verb
1. Lengthen in time
- Cause to be or last longer
- "We prolonged our stay"
- "She extended her visit by another day"
- "The meeting was drawn out until midnight"
- synonym:
- prolong ,
- protract ,
- extend ,
- draw out
1. Zamanla uzatmak
- Çünkü daha uzun ya da daha uzun
- "Kalışımızı uzattık"
- "Ziyaretini bir gün daha uzattı"
- "Toplantı gece yarısına kadar sürdü"
- eşanlamlı:
- uzatmak ,
- genişletmek ,
- çıkarmak
2. Lengthen or extend in duration or space
- "We sustained the diplomatic negotiations as long as possible"
- "Prolong the treatment of the patient"
- "Keep up the good work"
- synonym:
- prolong ,
- sustain ,
- keep up
2. Süre veya boşlukta uzatın veya uzatın
- "Diplomatik müzakereleri mümkün olduğunca uzun süre sürdürdük"
- "Hastanın tedavisini erteleyin"
- "İyi işlere devam et"
- eşanlamlı:
- uzatmak ,
- sürdürmek