Translation meaning & definition of the word "proficient" into Turkish language
Türk diline "yetkin" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Proficient
[Uzman]/prɑfɪʃənt/
adjective
1. Having or showing knowledge and skill and aptitude
- "Adept in handicrafts"
- "An adept juggler"
- "An expert job"
- "A good mechanic"
- "A practiced marksman"
- "A proficient engineer"
- "A lesser-known but no less skillful composer"
- "The effect was achieved by skillful retouching"
- synonym:
- adept ,
- expert ,
- good ,
- practiced ,
- proficient ,
- skillful ,
- skilful
1. Bilgi, beceri ve yeteneğe sahip olmak veya göstermek
- "El sanatlarında başarılı"
- "Usta bir hokkabaz"
- "Bir uzman işi"
- "İyi bir tamirci"
- "Uygulamalı nişancı"
- "Yetkin bir mühendis"
- "Daha az bilinen ama daha az yetenekli bir besteci"
- "Etki ustaca rötuşlama ile elde edildi"
- eşanlamlı:
- mahir ,
- uzman ,
- iyi ,
- usta ,
- yetenekli
2. Of or relating to technique or proficiency in a practical skill
- "His technical innovation was his brushwork"
- "The technical dazzle of her dancing"
- synonym:
- technical ,
- proficient
2. Pratik bir beceride teknik veya yeterlilik ile ilgili veya bunlarla ilgili
- "Teknik yeniliği onun fırça işiydi"
- "Dans etmesinin teknik göz kamaştırıcı yanı"
- eşanlamlı:
- teknik ,
- uzman
Examples of using
Tom is proficient in French.
Tom Fransızcada yeterli.
Tom is a proficient marksman.
Tom uzman bir keskin nişancıdır.
If he's proficient in English, I'll hire him.
İngilizcede yeterliyse, onu işe alırım.