Translation meaning & definition of the word "professional" into Turkish language

noun

1. A person engaged in one of the learned professions

synonym:
• professional
,
• professional person

1. Öğrenilen mesleklerden biriyle uğraşan bir kişi

eşanlamlı:
• profesyonel

2. An athlete who plays for pay

synonym:
• professional
,
• pro

2. Maaş için oynayan bir atlet

eşanlamlı:
• profesyonel

3. An authority qualified to teach apprentices

synonym:
• master
,
• professional

3. Çıraklara öğretmeye yetkili bir makam

eşanlamlı:
• kaptan
,
• profesyonel

adjective

1. Engaged in a profession or engaging in as a profession or means of livelihood

• "The professional man or woman possesses distinctive qualifications"

• "Began her professional career after the olympics"

• "Professional theater"

• "Professional football"

• "A professional cook"

• "Professional actors and athletes"

synonym:
• professional

1. Bir meslekle uğraşmak veya bir meslek veya geçim aracı olarak çalışmak

• "Profesyonel erkek veya kadın ayırt edici niteliklere sahiptir"

• "Müslümanlardan sonra profesyonel kariyerine başladı"

• "Profesyonel tiyatro"

• "Profesyonel futbol"

• "Profesyonel bir aşçı"

• "Profesyonel oyuncular ve sporcular"

eşanlamlı:
• profesyonel

2. Of or relating to or suitable as a profession

• "Professional organizations"

• "A professional field such as law"

synonym:
• professional

2. Meslek olarak uygun veya ilgili

• "Profesyonel organizasyonlar"

• "Hukuk gibi profesyonel bir alan"

eşanlamlı:
• profesyonel

3. Characteristic of or befitting a profession or one engaged in a profession

• "Professional conduct"

• "Professional ethics"

• "A thoroughly professional performance"

synonym:
• professional

3. Bir mesleğin veya bir meslekle uğraşanın özelliği veya uygunluğu

• "Profesyonel davranış"

• "Profesyonel etik"

• "Tamamen profesyonel bir performans"

eşanlamlı:
• profesyonel

4. Of or relating to a profession

• "We need professional advice"

• "Professional training"

• "Professional equipment for his new office"

synonym:
• professional

4. Bir meslekle ilgili veya ilgili

• "Profesyonel tavsiyeye ihtiyacımız var"

• "Profesyonel eğitim"

• "Yeni ofisi için profesyonel ekipman"

eşanlamlı:
• profesyonel

5. Engaged in by members of a profession

• "Professional occupations include medicine and the law and teaching"

synonym:
• professional

5. Bir meslek üyeleri tarafından yapılan

• "Profesyonel meslekler tıp ve hukuk ve öğretimi içerir"

eşanlamlı:
• profesyonel

Examples of using

Tom is the only professional musician I know.

Tom tanıdığım tek profesyonel müzisyendir.

Tom is a professional gambler.

Tom profesyonel bir kumarbaz.

I used to be a professional musician.

Profesyonel bir müzisyendim.

Tom was a professional magician.

Tom profesyonel bir büyücüydü.

Tom sounds like a professional.

Tom bir profesyonel gibi görünüyor.

I'm a professional photographer.

Profesyonel bir fotoğrafçıyım.

I've never been to a professional baseball game.

Profesyonel bir beyzbol oyununda hiç bulunmadım.

Tom is a professional killer.

Tom bir profesyonel katil.

Tom is a professional.

Tom bir profesyonel.

Mary is a professional dancer.

Mary profesyonel bir dansçıdır.

Many, if not most, professional translators only translate into their native language.

Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.

Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.

Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.

To become a professional banjo player, you need to spend thousands of hours practicing.

Profesyonel bir banjo oyuncusu olmak için pratik yapmaya binlerce saat harcamalısın.

I hired a professional to repair the stove.

Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.

Tom belongs to two professional groups.

Tom iki profesyonel gruba aittir.

Everyone has the right to education. Education shall be free, at least in the elementary and fundamental stages. Elementary education shall be compulsory. Technical and professional education shall be made generally available and higher education shall be equally accessible to all on the basis of merit.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.

Her acting is on the level of a professional.

Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.

They became professional soccer players.

Profesyonel futbolcu oldular.