Translation meaning & definition of the word "product" into Turkish language

noun

1. Commodities offered for sale

• "Good business depends on having good merchandise"

• "That store offers a variety of products"

synonym:
• merchandise
,
• ware
,
• product

1. Satılık sunulan ürünler

• "İyi işler iyi mallara sahip olmaya bağlıdır"

• "Bu mağaza çeşitli ürünler sunuyor"

eşanlamlı:
• ticari eşya
,
• eşya
,
• ürün

2. An artifact that has been created by someone or some process

• "They improve their product every year"

• "They export most of their agricultural production"

synonym:
• product
,
• production

2. Birisi veya bir süreç tarafından yaratılmış bir eser

• "Ürünlerini her yıl geliştiriyorlar"

• "Tarımsal üretiminin çoğunu ihraç ediyorlar"

eşanlamlı:
• ürün
,
• üretim

3. A quantity obtained by multiplication

• "The product of 2 and 3 is 6"

synonym:
• product
,
• mathematical product

3. Çarpma ile elde edilen bir nicelik

• "2 ve 3'ün çarpımı 6'dır"

eşanlamlı:
• ürün
,
• matematiksel ürün

4. A chemical substance formed as a result of a chemical reaction

• "A product of lime and nitric acid"

synonym:
• product

4. Kimyasal bir reaksiyon sonucu oluşan kimyasal bir madde

• "Kireç ve nitrik asit ürünü"

eşanlamlı:
• ürün

5. A consequence of someone's efforts or of a particular set of circumstances

• "Skill is the product of hours of practice"

• "His reaction was the product of hunger and fatigue"

synonym:
• product

5. Birinin çabalarının veya belirli koşulların bir sonucu

• "Beceri, saatlerce çalışmanın ürünüdür"

• "Onun tepkisi açlık ve yorgunluğun ürünüydü"

eşanlamlı:
• ürün

6. The set of elements common to two or more sets

• "The set of red hats is the intersection of the set of hats and the set of red things"

synonym:
• intersection
,
• product
,
• Cartesian product

6. İki veya daha fazla kümede ortak olan elemanlar kümesi

• "Kırmızı şapka seti, şapka setinin ve kırmızı şeylerin kesişimidir"

eşanlamlı:
• kavşak
,
• ürün
,
• Kartezyen ürünü

Examples of using

The product was mislabelled.

Ürün yanlış etiketlendirildi.

This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.

Yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmasın diye bu hafta iki kez kontrol edildi.

Is the product in the ad already out of stock?

Reklamdaki ürün zaten tükendi mi?

This product has been designed with the highest concern for safety.

Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.

This product has annual sales of about $80 million.

Bu ürünün yıllık satışı ortalama 80 milyon dolardır.

If the need arises customised solutions can be included in the product.

Eğer ihtiyaç artarsa özelleştirilmiş çözümler ürüne dahil edilebilir.

Tom continued to explore other ideas about the new product.

Tom yeni ürün hakkında diğer fikirleri araştırmaya devam etti.

Tom demonstrated the company's newest product to the crowd.

Tom şirketin en yeni ürününü kalabalığa tanıttı.

The iPad would be a better product if it could handle Flash.

Flash programı olsaydı, iPad daha iyi bir ürün olurdu.

I think the time is right to introduce this product.

Ben, bu ürünü tanıtmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum.

They can make the same product much more cheaply.

Onlar aynı ürünü çok daha ucuza yapabilir.

They will boycott that product.

Onlar o ürünü boykot edecekler.

They advertised a new product on TV.

Onlar televizyonda yeni bir ürünün reklamını yaptı.

We can deliver the product in June.

Ürünü haziran ayında teslim edebiliriz.

I was disappointed with the new product.

Yeni üründe umduğumu bulamadım.

I was disappointed with the new product.

Yeni ürün beni hayal kırıklığına uğrattı.

The research director had the department do a thorough job in testing the new product.

Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.

Coffee is Brazil's main product.

Kahve, Brezilya'nın ana ürünüdür.

Please order this product by February 15, and we will be able to deliver it before March 15.

Lütfen bu ürünü 15 Şubata kadar sipariş edin, ve 15 Marttan önce onu teslim edebileceğiz.

This product brought us a large margin.

Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.