Translation meaning & definition of the word "probably" into Turkish language

adverb

1. With considerable certainty

• Without much doubt

• "He is probably out of the country"

• "In all likelihood we are headed for war"

synonym:
• probably
,
• likely
,
• in all likelihood
,
• in all probability
,
• belike

1. Oldukça kesin olarak

• Şüphesiz

• "O muhtemelen ülke dışındadır"

• "Büyük ihtimalle savaşa gidiyoruz"

eşanlamlı:
• muhtemelen
,
• muhtemel
,
• belki
,
• çok büyük ihtimalle

2. Easy to believe on the basis of available evidence

• "He talked plausibly before the committee"

• "He will probably win the election"

synonym:
• credibly
,
• believably
,
• plausibly
,
• probably

2. Mevcut kanıtlara dayanarak inanmak kolaydır

• "Komite önünde makul bir şekilde konuştu"

• "Muhtemelen seçimi kazanacak"

eşanlamlı:
• güvenilir bir şekilde
,
• inanılır bir şekilde
,
• makul bir şekilde
,
• muhtemelen

Examples of using

Tom is probably with Mary.

Tom muhtemelen Mary ile birlikte.

Tom is probably up in his room.

Tom muhtemelen yukarıda odasında.

Tom is probably tired.

Tom muhtemelen yorgun.

Tom is probably the only one around here who knows how to play the cello.

Tom muhtemelen buralarda viyolonsel çalmayı bilen tek kişidir.

Tom is probably the only one around here who can speak French.

Tom muhtemelen buralarda Fransızca konuşabilen tek kişidir.

Tom is probably the one who stole Mary's necklace.

Tom muhtemelen Mary'nin kolyesini çalan kişidir.

Tom is probably the one who scared Mary away.

Tom muhtemelen Mary'yi korkutan kişidir.

Tom is probably the one who broke the window.

Tom muhtemelen pencereyi kıran kişidir.

Tom is probably the oldest person in the office.

Tom muhtemelen ofisteki en yaşlı kişi.

Tom is probably swimming now.

Tom muhtemelen şimdi yüzüyor.

Tom is probably perfectly fine.

Tom muhtemelen tamamen iyi.

Tom is probably out with Mary.

Tom muhtemelen Mary ile birlikte dışarıda.

Tom is probably out drinking with some of his friends.

Tom muhtemelen arkadaşlarından bazılarıyla dışarıda içki içiyor.

Tom is probably on a plane.

Tom muhtemelen bir uçakta.

Tom is probably OK with it.

Tom muhtemelen onunla iyi.

Tom is probably more scared than Mary is.

Tom muhtemelen Mary'nin korktuğundan daha çok korkuyor.

Tom is probably more interested in Mary than you are.

Tom muhtemelen Mary ile senin ilgilendiğinden daha çok ilgileniyor.

Tom is probably more interested in Mary than in you.

Tom muhtemelen senden daha çok Mary ile ilgileniyor.

Tom is probably Mary's closest friend.

Tom muhtemelen Mary'nin en yakın arkadaşı.

Tom is probably just outside the front door.

Tom muhtemelen tam ön kapının dışında.