Translation meaning & definition of the word "prickly" into Turkish language
Türk diline "yavru" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Prickly
[Dikenli]/prɪkli/
adjective
1. Very irritable
- "Bristly exchanges between the white house and the press"
- "He became prickly and spiteful"
- "Witty and waspish about his colleagues"
- synonym:
- bristly ,
- prickly ,
- splenetic ,
- waspish
1. Çok sinirli
- "Beyaz saray ve basın arasında bilinçli alışverişler"
- "Dikenli ve kindar oldu"
- "Meslektaşları hakkında akıllı ve eşekarısı"
- eşanlamlı:
- kıllı ,
- dikenli ,
- huysuz
2. Having or covered with protective barbs or quills or spines or thorns or setae etc.
- "A horse with a short bristly mane"
- "Bristly shrubs"
- "Burred fruits"
- "Setaceous whiskers"
- synonym:
- barbed ,
- barbellate ,
- briary ,
- briery ,
- bristled ,
- bristly ,
- burred ,
- burry ,
- prickly ,
- setose ,
- setaceous ,
- spiny ,
- thorny
2. Koruyucu dikenler veya yorganlar veya dikenler veya dikenler veya setalar vb.
- "Kısa kıllı yele ile bir at"
- "Kutsal çalılar"
- "Burna meyveleri"
- "Tabii bıyık"
- eşanlamlı:
- kancalı ,
- barbellate ,
- briary ,
- briery ,
- kıllı ,
- burred ,
- pürüzlü ,
- dikenli ,
- setose ,
- kumlu ,
- kılçıklı ,
- zorlu