Translation meaning & definition of the word "prick" into Turkish language
Türk diline "hile" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Prick
[Dikmek]noun
1. Insulting terms of address for people who are stupid or irritating or ridiculous
- synonym:
- asshole ,
- bastard ,
- cocksucker ,
- dickhead ,
- shit ,
- mother fucker ,
- motherfucker ,
- prick ,
- whoreson ,
- son of a bitch ,
- SOB
1. Aptal, rahatsız edici veya gülünç insanlar için hakaret edici adres şartları
- eşanlamlı:
- pislik ,
- piç ,
- gaf ,
- çük kafalı ,
- bok ,
- orospu çocuğu ,
- orospu ,
- dikmek ,
- HIÇKIRMAK
2. A depression scratched or carved into a surface
- synonym:
- incision ,
- scratch ,
- prick ,
- slit ,
- dent
2. Bir yüzeye çizilmiş veya oyulmuş bir depresyon
- eşanlamlı:
- kesik ,
- kaşınmak ,
- dikmek ,
- çentik
3. Obscene terms for penis
- synonym:
- cock ,
- prick ,
- dick ,
- shaft ,
- pecker ,
- peter ,
- tool ,
- putz
3. Penis için müstehcen terimler
- eşanlamlı:
- çük ,
- dikmek ,
- dick ,
- şaft ,
- peter ,
- araç ,
- çürümek
4. The act of puncturing with a small point
- "He gave the balloon a small prick"
- synonym:
- prick ,
- pricking
4. Küçük bir nokta ile delme eylemi
- "Balona küçük bir pislik verdi"
- eşanlamlı:
- dikmek ,
- iğneleyici
verb
1. Make a small hole into, as with a needle or a thorn
- "The nurse pricked my finger to get a small blood sample"
- synonym:
- prickle ,
- prick
1. Bir iğne veya diken gibi küçük bir delik açın
- "Hemşire küçük bir kan örneği almak için parmağımı deldi"
- eşanlamlı:
- iğnelemek ,
- dikmek
2. Cause a stinging pain
- "The needle pricked his skin"
- synonym:
- prick ,
- sting ,
- twinge
2. Acıtmak
- "İğne derisini deldi"
- eşanlamlı:
- dikmek ,
- sting ,
- sancımak
3. Raise
- "The dog pricked up his ears"
- synonym:
- prick up ,
- prick ,
- cock up
3. Yükseltmek
- "Köpek kulaklarını dikti"
- eşanlamlı:
- iğnelemek ,
- dikmek ,
- tıkamak
4. Stab or urge on as if with a pointed stick
- synonym:
- goad ,
- prick
4. Sivri bir çubukla bıçaklayın veya dürtün
- eşanlamlı:
- dürtmek ,
- dikmek
5. Cause a prickling sensation
- synonym:
- prickle ,
- prick
5. Iğneleyici sansasyon yaratmak
- eşanlamlı:
- iğnelemek ,
- dikmek
6. To cause a sharp emotional pain
- "The thought of her unhappiness pricked his conscience"
- synonym:
- prick
6. Keskin bir duygusal acıya neden olmak
- "Mutsuzluğunun düşüncesi vicdanını sarstı"
- eşanlamlı:
- dikmek
7. Deliver a sting to
- "A bee stung my arm yesterday"
- synonym:
- sting ,
- bite ,
- prick
7. Sokmak
- "Dün kolumu bir arı soktu"
- eşanlamlı:
- sting ,
- ısırmak ,
- dikmek