I couldn't prevent Tom from swimming.
Tom'un yüzmesini engelleyemedim.
I couldn't prevent Tom from leaving.
Tom'un gitmesine engel olamadım.
I couldn't prevent Tom from eating all the cookies.
Tom'un tüm kurabiyeleri yemesine engel olamadım.
Who can prevent it?
Kim engelleyebilir?
He had to prevent the war.
Savaşı önlemek zorundaydı.
You can't prevent him from drinking.
İçmesine engel olamazsın.
Tom couldn't have done anything to prevent the accident.
Tom kazayı önlemek için hiçbir şey yapmış olamaz.
Tom tried to prevent Mary from going to the police.
Tom Mary'nin polise gitmesini engellemeye çalıştı.
Tom tried to prevent Mary from joining the army.
Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.
Tom tried to prevent Mary from opening the door.
Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
Ellerinizi düzenli olarak yıkamak, bazı hastalıklara yakalanmayı önlemenin iyi bir yoludur.
Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.
Arkadaşları dondurma yemesini engellemek için dondurucuyu asma kilitle kilitlemek zorunda kaldı.
We must prevent rapid population growth.
Hızlı nüfus artışını önlemeliyiz.
Vaccinations help prevent childhood diseases.
Aşılar çocukluk hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur.
I stretch before exercising to prevent injury.
Yaralanmayı önlemek için egzersiz yapmadan önce esniyorum.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.