Translation meaning & definition of the word "prevail" into Turkish language
Türk diline "prevail" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Prevail
[Ikna etmek]/prɪvel/
verb
1. Be larger in number, quantity, power, status or importance
- "Money reigns supreme here"
- "Hispanics predominate in this neighborhood"
- synonym:
- predominate ,
- dominate ,
- rule ,
- reign ,
- prevail
1. Sayı, miktar, güç, durum veya önem bakımından daha büyük olun
- "Para burada yüce hüküm sürüyor"
- "Bu mahallede hispanikler ağır basmaktadır"
- eşanlamlı:
- üstün olmak ,
- hükmetmek ,
- kural ,
- hükümdarlık ,
- yenmek
2. Be valid, applicable, or true
- "This theory still holds"
- synonym:
- prevail ,
- hold ,
- obtain
2. Geçerli, uygulanabilir veya doğru olun
- "Bu teori hala geçerli"
- eşanlamlı:
- yenmek ,
- tutma ,
- elde etmek
3. Continue to exist
- "These stories die hard"
- "The legend of elvis endures"
- synonym:
- prevail ,
- persist ,
- die hard ,
- run ,
- endure
3. Var olmaya devam
- "Bu hikayeler çok zor ölüyor"
- "Elvis efsanesi devam ediyor"
- eşanlamlı:
- yenmek ,
- sürdürmek ,
- zor ölmek ,
- koşmak ,
- tahammül etmek
4. Prove superior
- "The champion prevailed, though it was a hard fight"
- synonym:
- prevail ,
- triumph
4. Üstün olduğunu kanıtlamak
- "Çetin bir mücadele olmasına rağmen şampiyon galip geldi"
- eşanlamlı:
- yenmek ,
- zafer
5. Use persuasion successfully
- "He prevailed upon her to visit his parents"
- synonym:
- prevail
5. İkna etmeyi başarıyla kullanın
- "Ailesini ziyaret etmesini sağladı"
- eşanlamlı:
- yenmek
Examples of using
You will prevail.
Sen hüküm süreceksin.
Love will prevail.
Aşk galip gelecektir.
Justice will prevail.
Adalet hüküm sürecek.