You ought to prepare for the worst.
En kötüsüne hazırlanmalısın.
I need time to prepare.
Hazırlanmak için zamana ihtiyacım var.
I need more time to prepare.
Hazırlanmak için daha fazla zamana ihtiyacım var.
You should prepare for the future.
Geleceğe hazırlanmalısın.
We must prepare so that we will regret nothing.
Hazırlanmalıyız ki hiçbir şeyden pişman olmayalım.
Please help me prepare the food.
Lütfen yemeği hazırlamama yardım et.
We need to prepare for the worst.
En kötüsüne hazırlanmamız lazım.
You must prepare yourself for the worst.
Kendinizi en kötüsüne hazırlamalısınız.
Thank you for taking the trouble to prepare your delicious meals.
Lezzetli yemeklerinizi hazırlama zahmetine katlandığınız için teşekkür ederiz.
Canada, too, began to prepare for war.
Kanada da savaşa hazırlanmaya başladı.
He had time to prepare his men for battle.
Adamlarını savaşa hazırlamak için zamanı vardı.
They began to prepare for possible hostilities.
Olası düşmanlıklara hazırlanmaya başladılar.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
Soruları önceden hazırlamak sizin yararınıza olacaktır.
You should prepare for the worst.
En kötüsüne hazırlanmalısın.
How can banks prepare for the next recession?
Bankalar bir sonraki durgunluğa nasıl hazırlanabilir?
There's no need for you to prepare a formal speech.
Resmi bir konuşma hazırlamana gerek yok.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.
