Translation meaning & definition of the word "prejudice" into Turkish language
Türk diline "önyargı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Prejudice
[Önyargı]/prɛʤədɪs/
noun
1. A partiality that prevents objective consideration of an issue or situation
- synonym:
- bias ,
- prejudice ,
- preconception
1. Bir konunun veya durumun objektif olarak ele alınmasını engelleyen bir tarafsızlık
- eşanlamlı:
- önyargı
verb
1. Disadvantage by prejudice
- synonym:
- prejudice
1. Önyargı ile dezavantaj
- eşanlamlı:
- önyargı
2. Influence (somebody's) opinion in advance
- synonym:
- prejudice ,
- prepossess
2. Etki (birisinin) görüşü önceden
- eşanlamlı:
- önyargı ,
- cezbetmek
Examples of using
It is harder to crack prejudice than an atom
Önyargıyı parçalamak bir atomu parçalamaktan daha zordur.
It is harder to crack prejudice than an atom
Önyargıyı kırmak bir atomdan daha zordur.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.