Translation meaning & definition of the word "precious" into Turkish language
Türk diline "değerli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Precious
[Değerli]/prɛʃəs/
adjective
1. Characterized by feeling or showing fond affection for
- "A cherished friend"
- "Children are precious"
- "A treasured heirloom"
- "So good to feel wanted"
- synonym:
- cherished ,
- precious ,
- treasured ,
- wanted
1. Duygu veya sevgi gösteren sevgi ile karakterize
- "Sevgili bir arkadaş"
- "Çocuklar değerlidir"
- "Korkunç bir yadigâr"
- "Istenildiğini hissetmek çok güzel"
- eşanlamlı:
- azizlik etmek ,
- değerli ,
- kıymetli ,
- istenen
2. Of high worth or cost
- "Diamonds, sapphires, rubies, and emeralds are precious stones"
- synonym:
- precious
2. Yüksek değer veya maliyet
- "Elmas, safir, yakut ve zümrüt değerli taşlardır"
- eşanlamlı:
- değerli
3. Held in great esteem for admirable qualities especially of an intrinsic nature
- "A valued friend"
- "Precious memories"
- synonym:
- valued ,
- precious
3. Özellikle içsel bir doğanın takdire şayan nitelikleri için büyük saygı gösterdi
- "Değerli bir arkadaş"
- "Değerli anılar"
- eşanlamlı:
- değerli
4. Obviously contrived to charm
- "An insufferably precious performance"
- "A child with intolerably cute mannerisms"
- synonym:
- cute ,
- precious
4. Açıkçası cazibe için yarıştı
- "Acımasız değerli bir performans"
- "Tamamen sevimli tavırları olan bir çocuk"
- eşanlamlı:
- şirin ,
- değerli
adverb
1. Extremely
- "There is precious little time left"
- synonym:
- precious ,
- preciously
1. Son derece
- "Çok az değerli zaman kaldı"
- eşanlamlı:
- değerli ,
- kıymetli bir şekilde
Examples of using
You're wasting precious time.
Değerli zamanı boşa harcıyorsun.
We're wasting precious time.
Değerli zamanımızı boşa harcıyoruz.
We have precious little time.
Değerli çok az zamanımız var.