Translation meaning & definition of the word "precarious" into Turkish language
Türk diline "precarious" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Precarious
[Riskli]/prikɛriəs/
adjective
1. Affording no ease or reassurance
- "A precarious truce"
- synonym:
- precarious ,
- unstable
1. Kolaylık veya güvence sağlamamak
- "Güvenilmez bir ateşkes"
- eşanlamlı:
- riskli ,
- kararsız
2. Fraught with danger
- "Dangerous waters"
- "A parlous journey on stormy seas"
- "A perilous voyage across the atlantic in a small boat"
- "The precarious life of an undersea diver"
- "Dangerous surgery followed by a touch-and-go recovery"
- synonym:
- parlous ,
- perilous ,
- precarious ,
- touch-and-go
2. Tehlikeyle dolu
- "Tehlikeli sular"
- "Fırtınalı denizlerde muhteşem bir yolculuk"
- "Küçük bir teknede atlantik boyunca tehlikeli bir yolculuk"
- "Denizaltı dalgıcının güvencesiz hayatı"
- "Tehlikeli cerrahi ve ardından dokunma ve gitme iyileşmesi"
- eşanlamlı:
- ürkütücü ,
- tehlikeli ,
- riskli ,
- dokunaklı
3. Not secure
- Beset with difficulties
- "A shaky marriage"
- synonym:
- precarious ,
- shaky
3. Güvenli değil
- Zorluklarla kuşatmak
- "Sakin bir evlilik"
- eşanlamlı:
- riskli ,
- titrek