Translation meaning & definition of the word "pout" into Turkish language
Türk diline "pout" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Pout
[Surat etmek]/paʊt/
noun
1. A disdainful grimace
- synonym:
- pout ,
- moue ,
- wry face
1. Küçümseyici bir yüz buruşturma
- eşanlamlı:
- surat etmek ,
- mouse ,
- ekşi yüz
2. Marine eellike mostly bottom-dwelling fishes of northern seas
- synonym:
- eelpout ,
- pout
2. Deniz, kuzey denizlerinin çoğunlukla dipte yaşayan balıkları gibi
- eşanlamlı:
- yılanbalığı ,
- surat etmek
3. Catfish common in eastern united states
- synonym:
- horned pout ,
- hornpout ,
- pout ,
- Ameiurus Melas
3. Doğu amerika birleşik devletleri'nde yaygın yayın balığı
- eşanlamlı:
- boynuzlu kedi ,
- baygınlık ,
- surat etmek ,
- Ameiurus Melas'ın
verb
1. Be in a huff and display one's displeasure
- "She is pouting because she didn't get what she wanted"
- synonym:
- sulk ,
- pout ,
- brood
1. Darmadağın olmak ve kişinin hoşnutsuzluğunu göstermek
- "Çünkü istediğini elde edemedi" diye bağırıyor"
- eşanlamlı:
- küsmek ,
- surat etmek ,
- kanka
2. Make a sad face and thrust out one's lower lip
- "Mop and mow"
- "The girl pouted"
- synonym:
- pout ,
- mop ,
- mow
2. Üzgün bir yüz yap ve alt dudağını dışarı at
- "Paspaspas ve biçme"
- "Kız mızmızlandı"
- eşanlamlı:
- surat etmek ,
- paspaslamak ,
- biçmek
Examples of using
Now don't pout.
Şimdi surat asma.