Translation meaning & definition of the word "port" into Turkish language
Türk diline "port" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Port
[Liman]noun
1. A place (seaport or airport) where people and merchandise can enter or leave a country
- synonym:
- port
1. İnsanların ve malların bir ülkeye girebileceği veya ülkeyi terk edebileceği bir yer (liman veya havaalanı)
- eşanlamlı:
- liman
2. Sweet dark-red dessert wine originally from portugal
- synonym:
- port ,
- port wine
2. Aslen portekizli tatlı koyu kırmızı tatlı şarap
- eşanlamlı:
- liman ,
- porto şarabı
3. An opening (in a wall or ship or armored vehicle) for firing through
- synonym:
- port ,
- embrasure ,
- porthole
3. Ateş etmek için bir açıklık (duvarda veya gemide veya zırhlı araçta)
- eşanlamlı:
- liman ,
- mazgal ,
- lomboz
4. The left side of a ship or aircraft to someone who is aboard and facing the bow or nose
- synonym:
- larboard ,
- port
4. Bir geminin veya uçağın sol tarafı, gemide ve pruva veya buruna bakan birine
- eşanlamlı:
- iskele ,
- liman
5. (computer science) computer circuit consisting of the hardware and associated circuitry that links one device with another (especially a computer and a hard disk drive or other peripherals)
- synonym:
- interface ,
- port
5. (bilgisayar bilimi) bir cihazı diğerine bağlayan donanım ve ilişkili devreden oluşan bilgisayar devresi (özellikle bir bilgisayar ve bir sabit disk sürücüsü veya diğer çevre birimleri)
- eşanlamlı:
- interfaz ,
- liman
verb
1. Put or turn on the left side, of a ship
- "Port the helm"
- synonym:
- port
1. Bir geminin sol tarafını açın veya açın
- "Dümeni taşı" dümeni"
- eşanlamlı:
- liman
2. Bring to port
- "The captain ported the ship at night"
- synonym:
- port
2. Limana götürmek
- "Kaptan gemiyi gece taşıdı"
- eşanlamlı:
- liman
3. Land at or reach a port
- "The ship finally ported"
- synonym:
- port
3. Bir limana inin veya ulaşın
- "Gemi sonunda taşındı"
- eşanlamlı:
- liman
4. Turn or go to the port or left side, of a ship
- "The big ship was slowly porting"
- synonym:
- port
4. Bir geminin limanına veya sol tarafına dönün veya gidin
- "Büyük gemi yavaş yavaş ilerliyordu"
- eşanlamlı:
- liman
5. Carry, bear, convey, or bring
- "The small canoe could be ported easily"
- synonym:
- port
5. Taşı, taşı, ilet veya getir
- "Küçük kano kolayca taşınabilirdi"
- eşanlamlı:
- liman
6. Carry or hold with both hands diagonally across the body, especially of weapons
- "Port a rifle"
- synonym:
- port
6. Her iki elinizle de, özellikle silahlarda, çapraz olarak tutun veya taşıyın
- "Bir tüfek taşı"
- eşanlamlı:
- liman
7. Drink port
- "We were porting all in the club after dinner"
- synonym:
- port
7. Içki limanı
- "Akşam yemeğinden sonra kulüpte hep birlikte geziyorduk"
- eşanlamlı:
- liman
8. Modify (software) for use on a different machine or platform
- synonym:
- port
8. Farklı bir makinede veya platformda kullanım için (yazılımı) değiştirin
- eşanlamlı:
- liman
adjective
1. Located on the left side of a ship or aircraft
- synonym:
- port ,
- larboard
1. Bir geminin veya uçağın sol tarafında bulunur
- eşanlamlı:
- liman ,
- iskele