The policeman escorted Tom out of the room.
Polis Tom'a odadan dışarı kadar eşlik etti.
She lied to the policeman.
Polise yalan söyledi.
The policeman signaled me to stop.
Polis bana durmamı işaret etti.
He ran away when he saw the policeman.
Polisi görünce kaçtı.
Call a policeman.
Bir polis çağırın.
I'm not a policeman.
Ben polis değilim.
Are you a policeman?
Polis misin?
I cannot swear at a policeman.
Bir polise küfür edemem.
Have you ever sworn at a policeman?
Hiç polise yemin ettin mi?
Ask the policeman.
Polise sorun.
The policeman grabbed the robber's arm.
Polis soyguncunun kolunu yakaladı.
The policeman grabbed the robber's arm.
Polis soyguncunun kolunu yakaladı.
The policeman is driving the car.
Arabayı polis kullanıyor.
I am a policeman.
Ben bir polisim.
The policeman gave Tom a ticket for reckless driving.
Polis Tom'a dikkatsiz araç kullandığı için ceza verdi.
Tom said that he thought Mary knew why John had become a policeman.
Tom, Mary'nin John'un neden polis olduğunu bildiğini düşündüğünü söyledi.
I was lucky that the policeman didn't give me a ticket for making a U-turn at an intersection that had a no U-turn sign.
U dönüşü olmayan bir kavşakta U dönüşü yaptığım için polis bana ceza vermediği için şanslıydım.
From the time he was a small boy, Tom knew that he wanted to be a policeman.
Tom küçük bir çocuk olduğu zamandan beri polis olmak istediğini biliyordu.
Tom disguised himself as a policeman.
Tom polis kılığına girdi.
The robber ran away when the policeman saw him.
Polis onu görünce soyguncu kaçtı.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.