Translation meaning & definition of the word "poison" into Turkish language
Türk diline "zehir" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Poison
[Zehirlemek]/pɔɪzən/
noun
1. Any substance that causes injury or illness or death of a living organism
- synonym:
- poison ,
- toxicant ,
- poisonous substance
1. Canlı bir organizmanın yaralanmasına, hastalığına veya ölümüne neden olan herhangi bir madde
- eşanlamlı:
- zehirlemek ,
- zehirli madde
2. Anything that harms or destroys
- "The poison of fascism"
- synonym:
- poison
2. Zarar veren veya yok eden her şey
- "Faşizmin zehiri"
- eşanlamlı:
- zehirlemek
verb
1. Spoil as if by poison
- "Poison someone's mind"
- "Poison the atmosphere in the office"
- synonym:
- poison
1. Zehir gibi yağın
- "Birisinin aklını zehirle"
- "Ofisteki atmosferi zehirle"
- eşanlamlı:
- zehirlemek
2. Kill with poison
- "She poisoned her husband"
- synonym:
- poison
2. Zehirle öldürmek
- "Kocasını zehirledi" dedi"
- eşanlamlı:
- zehirlemek
3. Add poison to
- "Her husband poisoned her drink in order to kill her"
- synonym:
- poison ,
- envenom
3. Zehir katmak
- "Kocası onu öldürmek için içkisini zehirledi"
- eşanlamlı:
- zehirlemek
4. Kill by its poison
- "This mushrooms can poison"
- synonym:
- poison
4. Zehri ile öldürmek
- "Bu mantarlar zehirlenebilir"
- eşanlamlı:
- zehirlemek
5. Administer poison to
- "She poisoned her husband but he did not die"
- synonym:
- poison
5. Zehir sürmek
- "Kocasını zehirledi ama ölmedi"
- eşanlamlı:
- zehirlemek
Examples of using
Tom had a bottle of poison in his briefcase.
Tom'un çantasında bir şişe zehir vardı.
Tom spit out the poison.
Tom zehiri tükürdü.
Tom didn't poison Mary.
Tom Mary'yi zehirlemedi.