Translation meaning & definition of the word "poised" into Turkish language
Türk diline "şiirlenmiş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Poised
[Hazır]/pɔɪzd/
adjective
1. Marked by balance or equilibrium and readiness for action
- "A gull in poised flight"
- "George's poised hammer"
- synonym:
- poised
1. Denge veya denge ve eyleme hazır olma ile işaretlenmiştir
- "Durağan uçuşta bir martı"
- "George'un hazır çekici"
- eşanlamlı:
- dengeli
2. In full control of your faculties
- "The witness remained collected throughout the cross-examination"
- "Perfectly poised and sure of himself"
- "More self-contained and more dependable than many of the early frontiersmen"
- "Strong and self-possessed in the face of trouble"
- synonym:
- collected ,
- equanimous ,
- poised ,
- self-collected ,
- self-contained ,
- self-possessed
2. Fakültelerinizin tam kontrolü altında
- "Tanık çapraz sorgulama boyunca toplanmış olarak kaldı"
- "Mükemmel hazır ve kendinden emin"
- "Ilk sınırların çoğundan daha bağımsız ve daha güvenilir"
- "Başarısızlık karşısında güçlü ve kendine mal olan"
- eşanlamlı:
- toplanmış ,
- eşitlikçi ,
- dengeli ,
- kendi topladığı ,
- kendi kendine yeten ,
- kendini beğenmiş