Translation meaning & definition of the word "pointed" into Turkish language
Türk diline "sivri" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Pointed
[Keskin]/pɔɪntɪd/
adjective
1. Having a point
- synonym:
- pointed
1. Bir noktaya sahip olmak
- eşanlamlı:
- keskin
2. Direct and obvious in meaning or reference
- Often unpleasant
- "A pointed critique"
- "A pointed allusion to what was going on"
- "Another pointed look in their direction"
- synonym:
- pointed
2. Anlam veya referans olarak doğrudan ve açık
- Genellikle tatsız
- "Dikenli bir eleştiri"
- "Ne olup bittiğine dair bir imaya işaret etti"
- "Yönlerine başka bir sivri bakış"
- eşanlamlı:
- keskin
Examples of using
Tom pointed at something across the street.
Tom caddenin karşısındaki bir şeyi gösterdi.
Tom grabbed his rifle and pointed it at Mary.
Tom tüfeğini aldı ve Mary'ye doğrulttu.
Tom pointed his finger at Mary.
Tom parmağıyla Mary'yi işaret etti.