Translation meaning & definition of the word "pocket" into Turkish language
Türk diline "cep" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
noun
1. A small pouch inside a garment for carrying small articles
- synonym:
1. Küçük eşyalar taşımak için bir giysinin içinde küçük bir kese
- eşanlamlı:
- cep
2. An enclosed space
- "The trapped miners found a pocket of air"
- synonym:
- pouch ,
- sac ,
- sack ,
2. Kapalı bir alan
- "Kapana kısılmış madenciler bir hava boşluğu buldular"
- eşanlamlı:
- torba ,
- kese ,
- cep
3. A supply of money
- "They dipped into the taxpayers' pockets"
- synonym:
3. Para kaynağı
- "Vergi mükelleflerinin ceplerine daldılar"
- eşanlamlı:
- cep
4. (bowling) the space between the headpin and the pins behind it on the right or left
- "The ball hit the pocket and gave him a perfect strike"
- synonym:
4. (bowling) baş pimi ile arkasındaki pimler arasındaki boşluk sağda veya solda
- "Top cebe çarptı ve ona mükemmel bir vuruş yaptı"
- eşanlamlı:
- cep
5. A hollow concave shape made by removing something
- synonym:
- scoop ,
5. Bir şeyi çıkararak yapılan içi boş içbükey bir şekil
- eşanlamlı:
- kepçe ,
- cep
6. A local region of low pressure or descending air that causes a plane to lose height suddenly
- synonym:
- air pocket ,
- air hole
6. Bir uçağın aniden yüksekliğini kaybetmesine neden olan düşük basınçlı veya alçalan havanın yerel bir bölgesi
- eşanlamlı:
- hava boşluğu ,
- cep
7. A small isolated group of people
- "They were concentrated in pockets inside the city"
- "The battle was won except for cleaning up pockets of resistance"
- synonym:
7. Küçük izole bir grup insan
- "Şehrin içindeki ceplerde yoğunlaştılar"
- "Savaş, direniş ceplerini temizlemek dışında kazanıldı"
- eşanlamlı:
- cep
8. (anatomy) saclike structure in any of various animals (as a marsupial or gopher or pelican)
- synonym:
- pouch ,
8. (anatomi) çeşitli hayvanlardan herhangi birinde keseli yapı (keseli veya gopher veya pelikan olarak)
- eşanlamlı:
- torba ,
- cep
9. An opening at the corner or on the side of a billiard table into which billiard balls are struck
- synonym:
9. Bilardo toplarının vurulduğu bilardo masasının köşesinde veya yan tarafında bir açıklık
- eşanlamlı:
- cep
verb
1. Put in one's pocket
- "He pocketed the change"
- synonym:
1. Birinin cebine koymak
- "Değişimi cebe indirdi"
- eşanlamlı:
- cep
2. Take unlawfully
- synonym:
- bag
2. Yasadışı bir şekilde almak
- eşanlamlı:
- cep ,
- çanta