Translation meaning & definition of the word "pipe" into Turkish language

noun

1. A tube with a small bowl at one end

• Used for smoking tobacco

synonym:
• pipe
,
• tobacco pipe

1. Bir ucunda küçük bir kase olan bir tüp

• Tütün içmek için kullanılır

eşanlamlı:
• boru
,
• tütün piposu

2. A long tube made of metal or plastic that is used to carry water or oil or gas etc.

synonym:
• pipe
,
• pipage
,
• piping

2. Su veya petrol veya gaz vb. taşımak için kullanılan metal veya plastikten yapılmış uzun bir boru.

eşanlamlı:
• boru
,
• borular

3. A hollow cylindrical shape

synonym:
• pipe
,
• tube

3. İçi boş silindirik şekil

eşanlamlı:
• boru
,
• tüp

4. A tubular wind instrument

synonym:
• pipe

4. Boru şeklindeki bir nefesli çalgı

eşanlamlı:
• boru

5. The flues and stops on a pipe organ

synonym:
• organ pipe
,
• pipe
,
• pipework

5. Bir boru organı üzerinde baca ve durur

eşanlamlı:
• org borusu
,
• boru
,
• boru işi

verb

1. Utter a shrill cry

synonym:
• shriek
,
• shrill
,
• pipe up
,
• pipe

1. Çığlık atarak

eşanlamlı:
• çığlık
,
• cırlak
,
• boru ile doldurmak
,
• boru

2. Transport by pipeline

• "Pipe oil, water, and gas into the desert"

synonym:
• pipe

2. Boru hattı ile taşıma

• "Çölde petrol, su ve gaz boru"

eşanlamlı:
• boru

3. Play on a pipe

• "Pipe a tune"

synonym:
• pipe

3. Boru üzerinde oynamak

• "Bir melodi bastır"

eşanlamlı:
• boru

4. Trim with piping

• "Pipe the skirt"

synonym:
• pipe

4. Boru ile süslemek

• "Eteği bastır" deyin"

eşanlamlı:
• boru

Examples of using

The sewer pipe exploded.

Kanalizasyon borusu patladı.

That water pipe leaks.

Şu su borusu sızdırır.

This isn't a pipe.

Bu bir boru değil.

This is not a pipe.

Bu bir boru değil.

If you can't fix the pipe, we'll have to call a plumber.

Boruyu tamir edemezsen, bir tesisatçı aramak zorunda kalacağız.

The plumber pumped the water out of the pipe.

Su tesisatçısı suyu borudan dışarı pompaladı.

The pipe burst due to great pressure.

Büyük basınç nedeniyle boru patladı.

The water pressure caused the pipe to burst.

Su basıncı borunun patlamasına neden oldu.

Water was coming out of the damaged pipe.

Hasarlı borudan su akıyordu.

The old iron pipe was full of rust.

Eski demir boru pas doluydu.

There was damage to the pipe.

Boruda hasar vardı.

He was sitting there with a pipe in his mouth.

Ağzında bir pipoyla orada oturuyordu.

The water pipe burst.

Su borusu patladı.

Water poured from the broken pipe.

Kırık borudan su aktı.

He sat there smoking a pipe.

O, pipo içerken orada oturdu.

I sat smoking a pipe.

Sigara içerek oturdum.

At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.

Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.

You can hear the water dripping from the pipe.

Borudan suyun damladığını duyabilirsin.

I can't find my pipe.

Pipomu bulamı

If you have something to say, say it now or pipe down.

Söyleyecek bir şeyin varsa hemen söyle ya da sesini kes.