Translation meaning & definition of the word "pioneer" into Turkish language
Türk diline "öncü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Pioneer
[Öncü]/paɪənɪr/
noun
1. Someone who helps to open up a new line of research or technology or art
- synonym:
- pioneer ,
- innovator ,
- trailblazer ,
- groundbreaker
1. Yeni bir araştırma, teknoloji veya sanat hattı açmaya yardımcı olan biri
- eşanlamlı:
- öncü ,
- yenilikçi ,
- treylerblazer ,
- çığır açan
2. One the first colonists or settlers in a new territory
- "They went west as pioneers with only the possessions they could carry with them"
- synonym:
- pioneer
2. Biri yeni bir bölgede ilk sömürgeciler veya yerleşimciler
- "Yalnızca yanlarında taşıyabilecekleri mülklerle öncü olarak batıya gittiler"
- eşanlamlı:
- öncü
verb
1. Open up an area or prepare a way
- "She pioneered a graduate program for women students"
- synonym:
- pioneer ,
- open up
1. Bir alanı açın veya bir yol hazırlayın
- "Kadın öğrenciler için bir yüksek lisans programına öncülük etti"
- eşanlamlı:
- öncü ,
- açmak
2. Take the lead or initiative in
- Participate in the development of
- "This south african surgeon pioneered heart transplants"
- synonym:
- initiate ,
- pioneer
2. Liderlik veya inisiyatif alın
- Gelişimine katkıda bulunmak
- "Bu güney afrikalı cerrah kalp nakillerine öncülük etti"
- eşanlamlı:
- başlatmak ,
- öncü
3. Open up and explore a new area
- "Pioneer space"
- synonym:
- pioneer
3. Açın ve yeni bir alanı keşfedin
- "Öncü uzay"
- eşanlamlı:
- öncü
Examples of using
She was a pioneer in this field.
O, bu alanda bir öncüydü.
He was a pioneer in this field.
O, bu alanda bir öncüydü.
He is what we call a pioneer.
Bir öncü dediğimiz odur.