Translation meaning & definition of the word "pink" into Turkish language
Türk diline "pembe" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Pink
[Pembe]/pɪŋk/
noun
1. A light shade of red
- synonym:
- pink
1. Kırmızı bir ışık tonu
- eşanlamlı:
- pembe
2. Any of various flowers of plants of the genus dianthus cultivated for their fragrant flowers
- synonym:
- pink ,
- garden pink
2. Dianthus cinsinden çeşitli bitki çiçeklerinden herhangi biri, kokulu çiçekleri için yetiştirilmiştir
- eşanlamlı:
- pembe ,
- bahçe pembesi
3. A person with mildly leftist political views
- synonym:
- pinko ,
- pink
3. Hafif solcu siyasi görüşleri olan bir kişi
- eşanlamlı:
- solcu ,
- pembe
verb
1. Make light, repeated taps on a surface
- "He was tapping his fingers on the table impatiently"
- synonym:
- tap ,
- rap ,
- knock ,
- pink
1. Bir yüzeyde ışık, tekrarlanan musluklar yapın
- "Beklerini sabırsızlıkla masaya vuruyordu"
- eşanlamlı:
- tıklatma ,
- çalmak ,
- çarpmak ,
- pembe
2. Sound like a car engine that is firing too early
- "The car pinged when i put in low-octane gasoline"
- "The car pinked when the ignition was too far retarded"
- synonym:
- pink ,
- ping ,
- knock
2. Çok erken ateş eden bir araba motoru gibi
- "Düşük oktanlı benzin koyduğumda araba pinglendi"
- "Kontak çok gerildiğinde araba pembeye döndü"
- eşanlamlı:
- pembe ,
- ping ,
- çarpmak
3. Cut in a zigzag pattern with pinking shears, in sewing
- synonym:
- pink
3. Dikişte, pembe makaslarla zikzak deseninde kesin
- eşanlamlı:
- pembe
adjective
1. Of a light shade of red
- synonym:
- pink ,
- pinkish
1. Kırmızı bir açık ton
- eşanlamlı:
- pembe
Examples of using
My notebook is pink.
Benim not defterim pembe.
My house is big, pink and white.
Benim evim büyük, pembe ve beyazdır.
Here is my pink notebook.
İşte benim pembe defterim.