Tom is heating up a piece of yesterday's pizza in the microwave.
Tom mikrodalgada dünkü pizzanın bir parçasını ısıtıyor.
Tom folded the piece of paper in half.
Tom kağıt parçasını ikiye katladı.
Tom put a piece candy into his mouth.
Tom ağzına bir parça şeker koydu.
I want a piece of cake.
Bir parça kek istiyorum.
I want a piece of cake.
Bir parça kek istiyorum.
I want a piece of pie.
Bir parça turta istiyorum.
I stepped on a piece of broken glass.
Kırık bir cam parçasına bastım.
I said my piece.
Parçamı söyledim.
Peel the orange and give me a piece.
Portakalı soy ve bana bir parça ver.
A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.
Ray, uzun ve ince bir metal veya ahşap parçasıdır. Örneğin bir tren raylar üzerinde çalışır, bu yüzden ona demiryolu treni diyoruz.
Tom picked up a piece of the broken mirror.
Tom kırık aynanın bir parçasını aldı.
Tom ate the last piece of cake.
Tom pastanın son parçasını yedi.
The last piece of cake was eaten by Tom.
Son pasta Tom tarafından yenildi.
It hasn't been a piece of cake either.
Çocuk oyuncağı da olmadı.
This piece doesn't match.
Bu parça uyuşmuyor.
My uncle gave me a friendly piece of advice.
Amcam bana dostça bir tavsiye verdi.
Would you mind if I ate a piece of this pie?
Bu turtadan bir parça yesem sorun olur mu?
On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Tabakta bir parça tavuk, bir patates ve biraz da yeşil bezelye vardı.
Tom bought a piece of land not far from where Mary lives.
Tom Mary'nin yaşadığı yerden çok da uzak olmayan bir arazi parçası satın aldı.
Tom cut off a piece of meat and put it on his plate.
Tom bir parça et kesti ve tabağına koydu.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.