Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "picket" into Turkish language

Türk diline "bilet" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Picket

[Kazık]
/pɪkɪt/

noun

1. A person employed to keep watch for some anticipated event

    synonym:
  • lookout
  • ,
  • lookout man
  • ,
  • sentinel
  • ,
  • sentry
  • ,
  • watch
  • ,
  • spotter
  • ,
  • scout
  • ,
  • picket

1. Beklenen bir olayı izlemek için çalışan bir kişi

    eşanlamlı:
  • gözcü
  • ,
  • gözcü adam
  • ,
  • nöbetçi
  • ,
  • seyretmek
  • ,
  • keşif eri
  • ,
  • kazık

2. A detachment of troops guarding an army from surprise attack

    synonym:
  • picket

2. Bir orduyu sürpriz saldırıdan koruyan birliklerden oluşan bir müfreze

    eşanlamlı:
  • kazık

3. A protester posted by a labor organization outside a place of work

    synonym:
  • picket

3. Bir işyeri dışında bir işçi örgütü tarafından yayınlanan bir protestocu

    eşanlamlı:
  • kazık

4. A vehicle performing sentinel duty

    synonym:
  • picket

4. Nöbet görevini yerine getiren bir araç

    eşanlamlı:
  • kazık

5. A wooden strip forming part of a fence

    synonym:
  • picket
  • ,
  • pale

5. Bir çitin parçasını oluşturan ahşap bir şerit

    eşanlamlı:
  • kazık
  • ,
  • soluk

6. A form of military punishment used by the british in the late 17th century in which a soldier was forced to stand on one foot on a pointed stake

    synonym:
  • picket
  • ,
  • piquet

6. 17. yüzyılın sonlarında i̇ngilizler tarafından kullanılan ve bir askerin sivri bir kazığa tek ayak üzerinde durmaya zorlandığı bir askeri ceza biçimi

    eşanlamlı:
  • kazık
  • ,
  • yakut

verb

1. Serve as pickets or post pickets

  • "Picket a business to protest the layoffs"
    synonym:
  • picket

1. Toplayıcı olarak veya seçim sonrası olarak servis yapın

  • "İşten çıkarmaları protesto etmek için bir iş seç"
    eşanlamlı:
  • kazık

2. Fasten with a picket

  • "Picket the goat"
    synonym:
  • picket

2. Kazık saplamak

  • "Keçiyi seç" dediler"
    eşanlamlı:
  • kazık

Examples of using

I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.
Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim.