Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "persistent" into Turkish language

Türk diline "kalıcı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Persistent

[Kalıcı]
/pərsɪstənt/

adjective

1. Never-ceasing

  • "The relentless beat of the drums"
    synonym:
  • persistent
  • ,
  • relentless
  • ,
  • unrelenting

1. Durmayan

  • "Davulların acımasız ritmi"
    eşanlamlı:
  • kalıcı
  • ,
  • acımasız
  • ,
  • gevşemeyen

2. Continually recurring to the mind

  • "Haunting memories"
  • "The cathedral organ and the distant voices have a haunting beauty"- claudia cassidy
    synonym:
  • haunting
  • ,
  • persistent

2. Sürekli olarak zihne tekrarlar

  • "Hauning anılar"
  • "Katedral organ ve uzak seslerin musallat bir güzelliği var" - claudia cassidy
    eşanlamlı:
  • musallat
  • ,
  • kalıcı

3. Retained

  • Not shed
  • "Persistent leaves remain attached past maturity"
  • "The persistent gills of fishes"
    synonym:
  • persistent
  • ,
  • lasting

3. Tutmak

  • Dökülmez
  • "Kalıcı yapraklar olgunluğu geçmiş olarak bağlı kalır"
  • "Balıkların kalıcı solungaçları"
    eşanlamlı:
  • kalıcı

4. Stubbornly unyielding

  • "Dogged persistence"
  • "Dour determination"
  • "The most vocal and pertinacious of all the critics"
  • "A mind not gifted to discover truth but tenacious to hold it"- t.s.eliot
  • "Men tenacious of opinion"
    synonym:
  • dogged
  • ,
  • dour
  • ,
  • persistent
  • ,
  • pertinacious
  • ,
  • tenacious
  • ,
  • unyielding

4. Inatla boyun eğmeyen

  • "Köpeksi sebat"
  • "Karar kararlılığı"
  • "Tüm eleştirmenlerin en sesli ve inatçı olanı"
  • "Gerçeği keşfetmek için yetenekli olmayan ama onu tutmak için inatçı bir zihin" - t.s.eliot
  • "Fikir sahibi erkekler"
    eşanlamlı:
  • azimli
  • ,
  • ters
  • ,
  • kalıcı
  • ,
  • sebatlı
  • ,
  • inatçı

Examples of using

Tom is very persistent.
Tom çok ısrarcı.
Tom was persistent.
Tom ısrarlıydı.
I'm persistent.
Israrcıyım.