Translation meaning & definition of the word "peril" into Turkish language
Türk diline "peril" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Peril
[Tehlike]/pɛrəl/
noun
1. A source of danger
- A possibility of incurring loss or misfortune
- "Drinking alcohol is a health hazard"
- synonym:
- hazard ,
- jeopardy ,
- peril ,
- risk ,
- endangerment
1. Bir tehlike kaynağı
- Kayıp veya talihsizlik yaşama olasılığı
- "Alkol içmek sağlık açısından bir tehlikedir"
- eşanlamlı:
- tehlike ,
- risk
2. A state of danger involving risk
- synonym:
- riskiness ,
- peril
2. Risk içeren bir tehlike durumu
- eşanlamlı:
- risklilik ,
- tehlike
3. A venture undertaken without regard to possible loss or injury
- "He saw the rewards but not the risks of crime"
- "There was a danger he would do the wrong thing"
- synonym:
- risk ,
- peril ,
- danger
3. Olası kayıp veya yaralanma dikkate alınmadan yapılan bir girişim
- "Ödülleri gördü ama suçun risklerini görmedi"
- "Yanlış bir şey yapması tehlikesi vardı"
- eşanlamlı:
- risk ,
- tehlike
verb
1. Pose a threat to
- Present a danger to
- "The pollution is endangering the crops"
- synonym:
- endanger ,
- jeopardize ,
- jeopardise ,
- menace ,
- threaten ,
- imperil ,
- peril
1. Tehdit oluşturmak
- Tehlike yaratmak
- "Kirlilik ekinleri tehlikeye atıyor"
- eşanlamlı:
- tehlikeye atmak ,
- tehdit ,
- tehdit etmek ,
- zorunluluk ,
- tehlike
2. Put in a dangerous, disadvantageous, or difficult position
- synonym:
- queer ,
- expose ,
- scupper ,
- endanger ,
- peril
2. Tehlikeli, dezavantajlı veya zor bir pozisyon koyun
- eşanlamlı:
- eşcinsel ,
- ortaya çıkarmak ,
- katletmek ,
- tehlikeye atmak ,
- tehlike