Examples of using
Tom is one hundred percent wrong.
Tom yüzde yüz hatalı.
About seven percent of Guyana's population is Muslim.
Guyana nüfusunun yaklaşık yüzde yedisi Müslümandır.
I support you one hundred percent.
Seni yüzde yüz destekliyorum.
I support you a hundred percent.
Seni yüzde yüz destekliyorum.
All depositors with over €100,000 in Southern Cypriot banks will now have to pay 9.9 percent levy on their savings as part of a €10 billion bailout plan agreed on Friday, March 15.
5 Mart Cuma günü kararlaştırılan 10 Milyar Avroluk kurtarma planı uyarınca Güney Kıbrıs bankalarında 100,000 avronun üzerinde parası bulunan mudilerin artık tasarrufları üzerinden yüzde 9.9 vergi ödemesi gerekecek.
The price of rice went up three percent.
Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
Tom expected at least a ten percent return on his investment.
Tom yaptığı yatırımdan en az yüzde on dönüş umuyordu.
Tom bought a computer at thirty percent off the list price.
Tom, liste fiyatından yüzde otuz daha ucuza bir bilgisayar aldı.
Tom sells T-shirts at a 30 percent discount.
Tom yüzde 30 indirimle T-shirt satıyor.
The blood alcohol limit for drunken driving is .08 percent in Texas.
Alkollü araba sürme için kan alkol limiti Teksas'ta .08 dir.
Some of the tariffs were as high as sixty percent.
Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.
Farm prices had fallen fifty-five percent.
Çiftlik fiyatları yüzde elli beş düştü.
Hoover won fifty-eight percent of the votes.
Hoover oyların yüzde elli sekizini kazandı.
As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
The price of rice rose by three percent.
Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
His salary was increased by ten percent.
Onun maaşı yüzde on artırıldı.
Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
I bought this racket at a 20 percent discount.
Bu raketi yüzde 20 indirimli aldım.