Translation meaning & definition of the word "penniless" into Turkish language

adjective

1. Not having enough money to pay for necessities

synonym:
• hard up
,
• impecunious
,
• in straitened circumstances(p)
,
• penniless
,
• penurious
,
• pinched

1. İhtiyaçları ödemek için yeterli paraya sahip olmamak

eşanlamlı:
• muhtaç
,
• parasız
,
• sıkıntılı koşullarda(p)
,
• yoksul
,
• kısık

Examples of using

You're not penniless.

Beş parasız değilsin.

She's not penniless.

O,beş parasız değil.

The problem is that he is penniless.

Sorun onun beş parasız olmasıdır.

His failure in business left him penniless.

İşteki başarısızlığı onu beş parasız bıraktı.

For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.

Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.