Translation meaning & definition of the word "penetrating" into Turkish language
Türk diline "penetrating" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Penetrating
[Içe işleyen]/pɛnətretɪŋ/
adjective
1. Having or demonstrating ability to recognize or draw fine distinctions
- "An acute observer of politics and politicians"
- "Incisive comments"
- "Icy knifelike reasoning"
- "As sharp and incisive as the stroke of a fang"
- "Penetrating insight"
- "Frequent penetrative observations"
- synonym:
- acute ,
- discriminating ,
- incisive ,
- keen ,
- knifelike ,
- penetrating ,
- penetrative ,
- piercing ,
- sharp
1. İnce ayrımları tanıma veya çizme yeteneğine sahip olmak veya göstermek
- "Siyaset ve politikacıların akut gözlemcisi"
- "Etkileyici yorumlar"
- "Buzlu bıçak gibi akıl yürütme"
- "Bir dişin vuruşu kadar keskin ve keskin"
- "Çarpıcı içgörü"
- "Sık penetratif gözlemler"
- eşanlamlı:
- akut ,
- ayrımcılık ,
- keskin ,
- hevesli ,
- bıçak gibi ,
- delici ,
- etkili ,
- pirsing
2. Tending to penetrate
- Having the power of entering or piercing
- "A toxic penetrative spray applied to the surface"
- "A cold penetrating wind"
- "A penetrating odor"
- synonym:
- penetrative ,
- penetrating
2. Nüfuz etme eğilimi
- Girme veya delme gücüne sahip olmak
- "Yüzeye uygulanan toksik bir penetratif sprey"
- "Soğuk, nüfuz eden bir rüzgar"
- "İnleyici bir koku"
- eşanlamlı:
- etkili ,
- delici