Translation meaning & definition of the word "peck" into Turkish language
Türk diline "güverte" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Peck
[Gagalamak]/pɛk/
noun
1. (often followed by `of') a large number or amount or extent
- "A batch of letters"
- "A deal of trouble"
- "A lot of money"
- "He made a mint on the stock market"
- "See the rest of the winners in our huge passel of photos"
- "It must have cost plenty"
- "A slew of journalists"
- "A wad of money"
- synonym:
- batch ,
- deal ,
- flock ,
- good deal ,
- great deal ,
- hatful ,
- heap ,
- lot ,
- mass ,
- mess ,
- mickle ,
- mint ,
- mountain ,
- muckle ,
- passel ,
- peck ,
- pile ,
- plenty ,
- pot ,
- quite a little ,
- raft ,
- sight ,
- slew ,
- spate ,
- stack ,
- tidy sum ,
- wad
1. (genellikle `of' tarafından takip edilir) çok sayıda veya miktarda veya ölçüde
- "Bir grup mektup"
- "Bir sorun anlaşması"
- "Çok para" demek"
- "Borsada darphane yaptı"
- "Büyük fotoğraf pasajımızdaki kazananların geri kalanına bakın"
- "Bir hayli pahalı olmalı"
- "Birkaç gazeteci"
- "Bir tomar para"
- eşanlamlı:
- parça ,
- anlaşma ,
- sürü ,
- iyi iş ,
- pek çok ,
- nefret dolu ,
- yığın ,
- çok ,
- kitle ,
- karışıklık ,
- az miktar ,
- nane ,
- dağ ,
- mırıldanmak ,
- ötleğen ,
- gagalamak ,
- bolluk ,
- pot ,
- birazcık ,
- şal ,
- görme ,
- slay ,
- akıtmak ,
- düzenli miktar ,
- tıpa
2. A british imperial capacity measure (liquid or dry) equal to 2 gallons
- synonym:
- peck
2. 2 galona eşit bir i̇ngiliz emperyal kapasite ölçüsü (sıvı veya kuru)
- eşanlamlı:
- gagalamak
3. A united states dry measure equal to 8 quarts or 537.605 cubic inches
- synonym:
- peck
3. 8 quart veya 537.605 kübik inç'e eşit bir amerika birleşik devletleri kuru ölçüsü
- eşanlamlı:
- gagalamak
verb
1. Hit lightly with a picking motion
- synonym:
- peck ,
- pick ,
- beak
1. Bir toplama hareketi ile hafifçe vurun
- eşanlamlı:
- gagalamak ,
- seçme ,
- gaga
2. Eat by pecking at, like a bird
- synonym:
- peck ,
- pick up
2. Bir kuş gibi gagalayarak ye
- eşanlamlı:
- gagalamak ,
- kaldırmak
3. Kiss lightly
- synonym:
- smack ,
- peck
3. Hafifçe öpmek
- eşanlamlı:
- şapırdatmak ,
- gagalamak
4. Eat like a bird
- "The anorexic girl just picks at her food"
- synonym:
- pick at ,
- peck at ,
- peck
4. Kuş gibi yemek
- "Anoreksik kız sadece yemeğini alıyor"
- eşanlamlı:
- kusur bulmak ,
- gagalamak
5. Bother persistently with trivial complaints
- "She nags her husband all day long"
- synonym:
- nag ,
- peck ,
- hen-peck
5. Önemsiz şikayetlerle sürekli uğraşmak
- "Kocasını bütün gün dürtüklüyor"
- eşanlamlı:
- geyik ,
- gagalamak ,
- dişi kuzu
Examples of using
I saw Tom give Mary a peck on the cheek.
Tom'un Mary'yi yanağından aceleyle öptüğünü gördüm.
Tom gave Mary a peck on the cheek.
Tom Mary'nin yanağına bir öpücük kondurdu.