Translation meaning & definition of the word "peaceful" into Turkish language

adjective

1. Not disturbed by strife or turmoil or war

• "A peaceful nation"

• "Peaceful times"

• "A far from peaceful christmas"

• "Peaceful sleep"

synonym:
• peaceful
,
• peaceable

1. Çekişme, kargaşa veya savaştan rahatsız değil

• "Barışçıl bir ulus"

• "Barışçıl zamanlar"

• "Barış dolu bir noel'den uzak"

• "Barışçıl uyku"

eşanlamlı:
• huzurlu
,
• barışçı

2. Peacefully resistant in response to injustice

• "Passive resistance"

synonym:
• passive
,
• peaceful

2. Adaletsizliğe tepki olarak barışçıl bir şekilde direnir

• "Pasif direnç"

eşanlamlı:
• pasif
,
• huzurlu

Examples of using

Today is the 4th of July — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square.

Bugün 4 Temmuz- Çin hükümetinin Tiananmen alanında barışsever bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü bir gün.

It's so peaceful.

Çok huzurlu.

For a time, things were peaceful.

Bir süre için her şey huzurlu idi.

He had worked hard to keep Kansas peaceful.

Kansas'ı huzurlu tutmak için çok çalıştı.

Conversion was peaceful and gradual.

Dönüşüm huzurlu, yavaş yavaş oldu.

Everyone has the right to freedom of peaceful assembly and association.

Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.

Country life is very peaceful in comparison with city life.

Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.

Never in my life have I seen such a peaceful sight.

Hayatımda hiç böylesine huzurlu bir görüntü görmedim.

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.

Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.

Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.

Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.

Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.

If we want a peaceful life, we cannot help objecting to war.

Eğer huzurlu bir hayat istiyorsak, savaşa karşı çıkmamak elimizde değil.

We must preserve our peaceful constitution.

Bizim barışçıl anayasamızı korumamız gerekir.

The countries concerned settled the dispute by peaceful means.

Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.