Translation meaning & definition of the word "pathetic" into Turkish language

adjective

1. Deserving or inciting pity

• "A hapless victim"

• "Miserable victims of war"

• "The shabby room struck her as extraordinarily pathetic"- galsworthy

• "Piteous appeals for help"

• "Pitiable homeless children"

• "A pitiful fate"

• "Oh, you poor thing"

• "His poor distorted limbs"

• "A wretched life"

synonym:
• hapless
,
• miserable
,
• misfortunate
,
• pathetic
,
• piteous
,
• pitiable
,
• pitiful
,
• poor
,
• wretched

1. Acımayı hak etmek veya teşvik etmek

• "Tapsız bir kurban"

• "Savaşın zavallı kurbanları"

• "Boktan oda ona olağanüstü acınası bir şekilde çarptı" - galsworthy

• "Yardım için güzel çağrılar"

• "Kızgın evsiz çocuklar"

• "Acımasız bir kader"

• "Seni zavallı şey"

• "Zayıf çarpık uzuvları"

• "Sefil bir hayat"

eşanlamlı:
• bahtsız
,
• zavallı
,
• yoksul
,
• acıklı
,
• acınacak halde
,
• merhametli

2. Inspiring mixed contempt and pity

• "Their efforts were pathetic"

• "Pitiable lack of character"

• "Pitiful exhibition of cowardice"

synonym:
• pathetic
,
• pitiable
,
• pitiful

2. İlham verici karışık aşağılama ve acıma

• "Çabaları acınasıydı"

• "Karakter eksikliği"

• "Korkaklığın korkunç sergisi"

eşanlamlı:
• acıklı
,
• acınacak halde
,
• merhametli

3. Inspiring scornful pity

• "How silly an ardent and unsuccessful wooer can be especially if he is getting on in years"- dashiell hammett

synonym:
• pathetic
,
• ridiculous
,
• silly

3. İlham verici küçümseyici acıma

• "Güvenilir ve başarısız bir wooer, özellikle yıllar içinde devam ediyorsa ne kadar aptalca olabilir" - dashiell hammett

eşanlamlı:
• acıklı
,
• gülünç
,
• saçma

Examples of using

You're a pathetic loser.

Zavallı bir beceriksizsin.

My French is pathetic.

Fransızcam acınacak hâlde.

That's so pathetic.

O çok acıklı.

That was pathetic.

O acıklıydı.

Isn't it pathetic?

Acıklı değil mi?

Don't be pathetic.

Can sıkıcı olmayın.

They're pathetic.

Onlar acınacak durumdalar.

Tom is pathetic.

Tom acıklı.

You're so pathetic.

Çok zavallısın.

You're pathetic.

Sen zavallısın.

This is pathetic.

Bu acıklı.

It's pathetic.

Bu dokunaklı.

Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.

Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.