Translation meaning & definition of the word "passionate" into Turkish language

adjective

1. Having or expressing strong emotions

synonym:
• passionate

1. Güçlü duygulara sahip olmak veya ifade etmek

eşanlamlı:
• tutkulu

Examples of using

Tom obviously feels very passionate about this.

Tom açıkçası bu konuda çok tutkulu hissediyor.

Tom leaned in and gave Mary a passionate kiss on the mouth.

Tom eğildi ve Mary'yi dudaklarından tutkulu bir şekilde öptü.

Tom hugged Mary and gave her a long, passionate kiss.

Tom Mary'ye sarıldı ve ona uzun tutkulu bir öpücük verdi.

Tom greeted Mary with a passionate kiss.

Tom Mary'yi tutkulu bir öpücükle karşıladı.

Tom gave Mary a passionate kiss.

Tom Mary'ye tutkulu bir öpücük verdi.

Tom walked up to Mary and gave her a passionate kiss on the mouth.

Tom Mary'ye geldi ve onu dudaklarından tutkuyla öptü.

Tom is passionate.

Tom tutkulu.

What are some things you are passionate about?

Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?

Most people are very passionate about something.

Çoğu insan bir şey hakkında çok tutkuludur.

I'm passionate about my job.

Ben işim hakkında hırslıyım.