Translation meaning & definition of the word "passenger" into Turkish language

noun

1. A traveler riding in a vehicle (a boat or bus or car or plane or train etc) who is not operating it

synonym:
• passenger
,
• rider

1. Onu çalıştırmayan bir araçta (tekne veya otobüs veya araba veya uçak veya tren vb.) süren bir gezgin

eşanlamlı:
• yolcu
,
• bisikletçi

Examples of using

Tom got out of the car on the passenger side.

Tom yolcu tarafından arabadan indi.

Tom put the large picnic basket on the passenger seat next to him.

Tom yanındaki yolcu koltuğuna büyük bir piknik sepeti koydu.

Two passenger ships were sunk.

İki yolcu gemisi battı.

Rosa Parks refused to give up her seat for a white passenger.

Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu vermeyi reddetti.

The bag I left on the passenger seat is missing!

Yolcu koltuğunda bıraktığım çanta kaybolmuş!

The Lockheed scandal is a worldwide corruption scandal involving the major American plane manufacturer Lockheed. It came to light in February 1976 and revolved mainly around the acceptance of passenger plane contracts.

Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.

A passenger airplane took off for the USA.

Bir yolcu uçağı ABD'ye havalandı.

Two passenger trains crashed in Shanghai.

İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.

Almost all of the passenger in the bus were asleep when the accident happened.

Kaza olduğunda neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.