Examples of using
The hotel where I'm staying doesn't have a parking lot.
Kaldığım otelin bir park yeri yok.
I saw Tom's car in the parking lot.
Tom'un arabasını park alanında gördüm.
I saw Tom in the parking lot.
Tom'u park alanında gördüm.
I saw some cars in the parking lot.
Otoparkta bazı arabalar gördüm.
Tom backed his car out of the parking space.
Tom arabasını park yerinden çıkardı.
Tom couldn't find a parking place.
Tom bir park yeri bulamadı.
Tom got a parking ticket yesterday afternoon.
Tom dün öğleden sonra bir park cezası aldı.
Tom has a whole pile of unpaid parking tickets.
Tom'un tam bir deste ödenmemiş park biletleri var.
Tom parked his car in an underground parking garage.
Tom arabasını bir metro park garajında parketti.
Tom wrote his name on every dirty car windshield in the parking lot.
Tom otoparktaki her kirli araba ön camına adını yazdı.
I'm really bad at parallel parking.
Ben paralel parketmede gerçekten kötüyüm.
It's a no parking area here.
Burada parkedilmez.
He was fined for illegal parking.
Yasa dışı parktan dolayı ceza yedi.
They fined him 5,000 yen for illegal parking.
Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler.
Is there a parking lot?
Bir park yeri var mıdır?
Dozens of cars were parked in the parking lot.
Otoparka yüzlerce araba park edildi.
The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
He had his car stolen in that parking lot.
Şu otoparkta arabasını çaldırdı.
The stolen car was found in the parking lot.
Çalınan araç otoparkta bulundu.
There is a parking lot behind the theater.
Tiyatronun arkasında bir otopark var.