Translation meaning & definition of the word "paint" into Turkish language

noun

1. A substance used as a coating to protect or decorate a surface (especially a mixture of pigment suspended in a liquid)

• Dries to form a hard coating

• "Artists use `paint' and `pigment' interchangeably"

synonym:
• paint
,
• pigment

1. Bir yüzeyi korumak veya süslemek için kaplama olarak kullanılan bir madde (özellikle bir sıvı içinde asılı bir pigment karışımı)

• Sert bir kaplama oluşturmak için kurur

• "Sanatçılar `paint' ve `pigment' kelimelerini birbirlerinin yerine kullanırlar"

eşanlamlı:
• boyamak
,
• pigment

2. (basketball) a space (including the foul line) in front of the basket at each end of a basketball court

• Usually painted a different color from the rest of the court

• "He hit a jump shot from the top of the key"

• "He dominates play in the paint"

synonym:
• key
,
• paint

2. (basketbol) bir basketbol sahasının her bir ucunda sepetin önünde bir boşluk (faul çizgisi dahil)

• Genellikle mahkemenin geri kalanından farklı bir renk boyadı

• "Anahtarın tepesinden bir atlama atışı yaptı"

• "Oyunda boyaya hakim"

eşanlamlı:
• anahtar
,
• boyamak

3. Makeup consisting of a pink or red powder applied to the cheeks

synonym:
• rouge
,
• paint
,
• blusher

3. Yanaklara uygulanan pembe veya kırmızı bir tozdan oluşan makyaj

eşanlamlı:
• ruj
,
• boyamak
,
• allık

verb

1. Make a painting

• "He painted all day in the garden"

• "He painted a painting of the garden"

synonym:
• paint

1. Resim yapmak

• "Tüm gün bahçede resim yaptı"

• "Bahçenin bir resmini yaptı"

eşanlamlı:
• boyamak

2. Apply paint to

• Coat with paint

• "We painted the rooms yellow"

synonym:
• paint

2. Boya uygulamak

• Boya ile kaplamak

• "Odaları sarıya boyadık"

eşanlamlı:
• boyamak

3. Make a painting of

• "He painted his mistress many times"

synonym:
• paint

3. Resim yapmak

• "Matrasını defalarca resmetti"

eşanlamlı:
• boyamak

4. Apply a liquid to

• E.g., paint the gutters with linseed oil

synonym:
• paint

4. Sıvı uygulamak

• Örneğin, olukları keten tohumu yağı ile boyayın

eşanlamlı:
• boyamak

Examples of using

You're ruining a perfectly good paint job.

Mükemmel bir portreyi mahvediyorsun.

We can paint your room any color you want.

Odanızı istediğiniz herhangi bir renkte boyayabiliriz.

Is it true that Tom wants to paint his house green?

Tom'un evini yeşile boyamak istediği doğru mu?

I asked Tom how much he thought it would cost to get someone to paint our house.

Tom'a evimizi birine boyatmanın ne kadara mal olacağını düşündüğünü sordum.

Tom put down his paint brush.

Tom boya fırçasını yere koydu.

How much would you charge to paint my house?

Evimi boyamak için ne kadar ücret istiyorsunuz?

He had used the used brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.

Duvarı yeşile boyamak için kullanılmış fırçayı kullanmıştı ve sonradan onu temizlemedi.

He was covered all over with paint.

O tamamen boyayla kaplanmıştı.

Why did you paint this wall black?

Neden bu duvarı siyaha boyadınız?

Why did you paint this wall black?

Neden bu duvarı siyaha boyadın?

I don't like to paint.

Resim yapmayı sevmiyorum.

Stir the paint with a stick.

Boyayı bir çubukla karıştır.

Stir the paint with a stick.

Boyayı bir çubuk yardımıyla karıştır.

I'll paint the house.

Evi boyacağım.

Mary hired Tom to paint her house.

Mary evini boyaması için Tom'u işe aldı.

Tom chose the color to paint our offices.

Tom ofislerimizi boyamak için renk seçti.

Tom decided that it wasn't necessary to paint the ceiling.

Tom tavanı boyamanın gerekli olmadığına karar verdi.

Tom was the one who helped me paint my house.

Tom evi boyamama yardım eden kişiydi.

Tom assured Mary that he'd help her paint the ceiling of her kitchen.

Tom, mutfağın tavanını boyaması için yardımcı olacağı konusunda Mary'ye güvence verdi.